Yeni Çıkan Kitaplar – Nisan 2019

Okumayı seven ve yeni çıkacak kitapları dört gözle bekleyenler, Baharın ilk ayı Nisan listemiz sizlere fikir verecektir. Göz atmayı unutmayın!

Kalp - İskender Pala

Kalp

Yazar: İskender Pala
Yayınevi: Turkuvaz Kitap

Arka Kapak: Yazı yoktu ama o vardı.
Tekerlek icat edilmemişti ama o yerli yerindeydi.
Dünya yaratılmamıştı ama o kasılıp gevşiyordu.
İnsan henüz cennetteyken onunlaydı ve içindeki her şey de sevgi, aşk, vefa, iyilik, şükür, hamd, dostluk gibi erdemler üzerineydi…

Âdem ata onun sesini dinleyip arzusunu giderme gayretine düşmeseydi belki de yolu yeryüzünde tövbelere, pişmanlıklara ve umutlara hiç evrilmeyecek; çevresi daralmalar ve genişlemeler, arınmalar ve kirlenmeler, yangınlar ve donmalarla hiç kuşatılmayacaktı.

Şimdi?

Aşk ve nefret, iyilik ve kötülük, saadet ve keder, iman ve inkâr… İnsana insan olduğunu artık bunlarla hissettiriyor. Bazen aydınlık, bazen karanlık; gören göz veya işiten kulak bazen… Göğüs kafesinde ahenkle her büzülüp genişlemesi bizi içten içe süratle değiştiriyor ve hâlden hâle döndürüyor.

Bud-dub… bud-dub… bud-dub…

Sesindeki ters-yüz oluş bile adıyla örtüşük: “Bir şeyi bir yönden öteki yöne çevirmek; renkten renge giriş, kararsızlık, durmadan dönüşüm ve değişim = KALP.”

Kalbe dair ne varsa… İskender Pala’nın her zamanki yetkin kaleminden…

 


 

Japonların 100 Yıl Yaşama Sırrı

Japonların 100 Yıl Yaşama Sırrı

Yazar: Junko Takahashi
Yayınevi: Doğan Novus

Arka Kapak: Yüz yaşını geçmiş yetmiş bin kişinin yaşadığı Japonya’da, uzun ömür sürmek sıradan bir şey. Gazeteci Junko Takahashi, yüz yıl, hatta daha da uzun yaşamış olanların hikâyelerini merak edip onlarla görüştü, asırlık çınarların sırlarını öğrendi ve hepsini bu kitapta topladı.

Sağlıklı kalmak için neler yapıyorlar?
Beslenmede nelere dikkat ediyorlar?
Egzersizle araları nasıl?
Ne gibi işlerle uğraşıyorlar?
Ortak karakter özellikleri var mı?
Hayatta karşılaştıkları güçlüklerle nasıl başa çıkıyorlar?
Aşk onlar için neden önemli?
İnançla araları nasıl?
Ölümden korkuyorlar mı?

 


 
Sonra Konuşuruz

Sonra Konuşuruz

Yazar: Ayşe Özgener
Yayınevi: Doğan Novus

Arka Kapak: Sonra konuşuruz… Ne çok söyleriz bu cümleyi… Ama o sonra bir türlü gelmez ve sonraya bıraktıklarımız içimizdeki kumbarada birikir. Söze dökemediklerimizi içimize dökeriz.

Dargınlıklarımızı ve kızgınlıklarımızı paylaşmadığımızda, hepsini içimizde yaşadığımızda, karşımızdakinin bundan haberi bile olmaz. Hepimizin iyi bildiği o hikâyedeki gibi tavşan dağa küser ama dağın tavşanın ona küstüğünden haberi olmaz. İşte tam da bu yüzden sorunlarımızı çözmek için iletişimi etkili kullanmalıyız. Ne de olsa sorunsuz bir hayat olamayacağına göre sorunlarla baş etme kapasitemizi artırmalıyız. Çünkü baş ettikçe baş edebilme inancımız da artar ve giderek anlarız ki başımız dertte değil, dertlerimiz başımızdadır.

İnsana dair sorunların çözümü yine insandadır. İnsana dair dediğimiz zaman önümüze çok çeşitli bir menü çıkar; işte bu kitaptaki yazılar benim o menünün içinden seçtiklerim!

Uzman Psikolog ve Aile Danışmanı Ayşe Özgener’in kaleminden insana, hayata, kullandığımız ve kullanmadığımız kelimelere, iletişim ve ilişkilere dair büyük farkındalıklar yaşatacak bir kitap…

 


 

 Abdülhamid Döneminde İstihbarat

Abdülhamid Döneminde İstihbarat

Yazar: Emre Gör
Yayınevi: Kitabevi

Arka Kapak: Sultan Abdülhamid ve dönemi söz konusu olduğunda istihbarat, hafiyelik ve jurnalcilik gibi kavramlar mutlaka gündeme gelir. Osmanlı tarihinin doğru anlaşılması için istihbarat konusunu basit bir ispiyon ya da jurnalcilik sistemi olarak değil, daha geniş bir bakış açısıyla, devlet sisteminin bir bileşeni olarak ele almak yerinde olur. Abdülhamid dönemi haber alma/istih­barat ağını incelemek hem imparatorluğun içinde bulunduğu durumu, hem de 19. yüzyıl dünyasının tarihsel arka planını iyi okumayı gerektirir. Avrupa devletlerinin birbirine girdiği büyük savaşa adım adım yaklaşılırken, imparatorluğun en zorlu ve kritik bir döneminde 33 yıl tahtta kalan II. Abdülhamid ülkesini ayakta tutmak için, diğer mutlak hükümdarlar gibi bütün olanaklardan yararlanmıştır. Dış baskıların arttığı, askeri tehditlerin ve savaş riskinin sürekli hissedildiği, yani kısaca “güvenlik kaygısının” gündemin zirvesinde bulunduğu bu dönem imparatorluğu her gelişmeden zamanında haberdar olmaya zorlamıştır. Öte yandan bu zorlu yıllar, Avrupa’da anarşist faaliyetlerin neden olduğu korkunun etkisiyle gözetleme, zapt etme, sansür ve pasaport gibi denetim ve güvenlik mekanizmalarının tüm dünyada canlanmaya başladığı bir döneme denk gelir. Başta Osmanlı Balkanlar’ında olmak üzere çeşitli milliyetçiliklerin gelişmesi ise haber almanın önemini daha da artırır. Dolayısıyla Abdülhamid dönemi istihbaratı dediğimizde, diplomasi, teknoloji ve insan kaynağıyla desteklenen; denetim, kontrol ve zapt etme uygulamalarına dayanan çok ayaklı bir sistemden söz ediyoruz demektir. Araştırmacı-yazar Dr. Emre Gör’ün yüzlerce kaynağı tarayarak hazırladığı bu çalışması, çok tartışılan ve güncelliğini koruyan Abdülhamid dönemi istihbaratı konusunun doğru anlaşılmasına önemli bir katkı sağlıyor.

 


 
Hiçbir Zaman Hiçbir Şey

Hiçbir Zaman Hiçbir Şey

Yazar: Serdar Tuncer
Yayınevi: Profil Kitap

Arka Kapak: Yanlış bir şeyler var. Bu yanlışa yokmuş gibi yapmaya devam edersek yanlışın bir parçası olacağız. Doğruyu söylemeden, doğruca eylemeden sadece yanlış var diye bağırırsak vicdanımızı sahte bir teselliyle avutacağız. “Birileri artık bu yanlışları düzeltmeli” deyip kenara çekilirsek yükü omuzlamanın külfetinden eleştirmenin kolaycılığına kaçmış olacağız. “Kendimi düzeltirsem yeryüzü hiç olmazsa bir yanlıştan kurtulacak” şuuru içinde ‘emrolunduğumuz gibi’ dosdoğru olmak derdiyle yaşayabilirsek, işte o zaman gerçekten bir şey yapmış olacağız.

 


 
Hatırlasana

Hatırlasana

Yazar: Süleyman Kurt
Yayınevi : Hayykitap

Arka Kapak: Umut ve aşk bazen tek bir kelimede saklı: Unutmak veya hatırlamak.
Gece yarısı…
Bilmediğin bir sokakta umutsuzca duvarın dibine çökmüş, saatlerdir öylece oturuyorsun. Aniden
bir ses geliyor kulağına. Evet, kesinlikle sana sesleniyor. Sesin geldiği yöne bakmak istiyorsun
ama içindeki ses “Bunu yapma!” diyor.
“Çünkü biliyorsun başını bir kez bile kaldırırsan yepyeni bir hikâye başlayacak…”
Bütün hikâyeler hatırlamayla başlar, Hatırlasana ise unutmayla başlıyor. Çünkü unutmak,
unutabilmek yaralarını sarmanın en kolay ve güvenli yolu. Oysa hatırlamak, yüzleşmek demek; geçmişinle, acılarınla hesaplaşmayı göze alabilmek…

 


 

Mevzular

Mevzular

Yazar: Oğuzhan Uğur
Yayınevi: Hayykitap

Arka Kapak: Dünya’da ve Türkiye’de olup biten tarihi ve güncel olaylara bir de Oğuzhan Uğur’un hicivle karışık yorumlarıyla bakmak ister misiniz? Dünyada ne oluyor, ne oldu ve neler olacak? Bu tarz sorulara meraklıysanız, bu kitap sizin için bir arşiv niteliğinde olacak.

“Biz eskiden sokakta enerjimiz bitene kadar oyun oynardık, şimdiki çocuklar tabletin şarjı bitene kadar oyun oynuyorlar. (…) Deprem, yangın, sel değil, bilgisizliktir asıl felaket. (…) Ben birinin zihnine girip kendi fikirlerimi yerleştirmek istemiyorum. Ben sadece bu taraftan da bakın diyorum. (…) Ezberlemeyeceksiniz, anlayacaksınız. Formül bu. (…) Soru sormaya devam etmek iyi bir şeydir. Kötü olan, cevapları görmezden gelmektir. (…) Eskiden yeteneğini keşfettiğimiz insanları ünlü ederdik, şimdiyse biri ünlü olduktan sonra yeteneklerini keşfetmeye çalışıyoruz. (…) En tehlikeli insan, bahaneleri olan insandır. (…) Tek yapamadıkları şey bölmek, onu da yapamazlar. Beceremezsiniz, çünkü biz bir’iz. Bir’i bir’e bölemezsiniz!”

 


 

Tıptan Uzak Sağlıklı Hayat

Tıptan Uzak Sağlıklı Hayat

Yazar: Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta
Yayınevi : Hayykitap

Arka Kapak: Herkes için geçerli, kafa karıştırmayan, ucuz, basit, geleneksel ve bilim dışı!
Sağlığınız yerinde ise lütfen tıptan uzak durun ama gerçekten hasta iseniz başvuracağınız tek yer de tabii ki modern tıptır. Atalarımızın “Allah doktora muhtaç etmesin ama doktorsuz da bırakmasın” sözü tam da bunun için söylenmiş olmalıdır.
Hasta olmamak büyük ölçüde kendi elimizdedir ve bütün mesele de sağlıklı yaşamanın icaplarını yerine getirmekten ibarettir. Ben bu felsefeyi “Tıptan Uzak Sağlıklı Hayat” sloganı ile özetliyorum.
Sağlıklı ve uzun yaşamanın en önemli unsuru da benim “Adam Gibi Beslenme” adını verdiğim, atalarımızın binlerce senedir uyguladıkları beslenme modelidir. Tıbbın babası Hipokrat bu hakikati 2500 sene evvel “Besinler ilacınız, ilacınız besininiz olsun” sözüyle ifade etmiştir.
Modern ticari tıbbın beslenmeyle alâkalı tavsiyelerinden uzak durarak ve adam gibi beslenerek tüm kronik hastalıkları önlemek ve erken dönemde hepsini tedavi etmek de mümkündür.
Elinizde tuttuğunuz bu kitap da tıptan uzak sağlıklı yaşamanın ne demek olduğunu, bunun nasıl başarılabileceğini, adam gibi beslenerek nasıl sağlıklı olunacağını anlatmaktadır.

Gelelim neticeye:
Bu bir diyet kitabı değildir.
Bu kitapta süper gıdalar, mucize kürler gibi şeyler aramayın.
Bu kitapta hastalıklar için de özel formüller, sihirli reçeteler de yok.
Bu kitap okuyucuya insanların binlerce senedir nasıl beslendiklerini hatırlatmaktadır.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir