Uzunyuva’da Uyanış

Ulaş Özkan ve Emrah Poyraz’ın birlikte kaleme aldığı roman, birkaç farklı türü içerisinde barındıran bir eser niteliğinde. Hem polisiye türünde, hem de eski uygarlıklar tarihi ve mitoloji konusunda geniş bilgilere yer veren bir kaynak olarak düşünebiliriz.

uzunyuva1Kitaptaki kurgunun başlangıcı, 2010 yılında Milas (Muğla)’ta gerçekleşen gerçek bir olaya dayanıyor. Milas’ta, Hisarbaşı Tepesi’nin doğu yamacında, büyük terasın ortasındaki podyum üzerinde bir sütün bulunur. Kitap kapağındaki fotoğrafta da yer verildiği gibi, üzerinde leylek yuvası bulunan bu sütun Uzunyuva olarak anılır. O zamana kadar bir tapınak olarak bilinen Uzunyuva’ya 2010 yılında kaçakçılar tarafından gerçekleştirilen soygun neticesinde, burasının bir tapınak değil, anıt mezar olduğu anlaşılır. Bulunan mezar, M.Ö. 11. Yüzyıldan itibaren M.Ö. 6. Yüzyıla kadar bölgede hüküm süren Karya Krallığı’nın büyük kralı Hekatomnos’a aittir.

Bu kısma kadar gerçek olan hikaye, yazarlarımızın kalemiyle pek çok gizemli olaya gebe bir romana dönüşüyor. Hareketli ve merak uyandırıcı, bolca şaşırtıcı bir polisiye kurgulanırken, olay örgüsü tamamen mitolojik tanrılarla ilişkilendiriliyor. Dolayısıyla okuyucuya, çaktırmadan onlarca mitolojik efsane, eski inançlarla, dinlerle, tanrılarla ilgili bilgiler de sunulmuş oluyor. Kitabı yanımıza alıp bizi Milas’a, Marmaris’e, oradaki Antik kentleri görmeye davet ediyor adeta. Uzunyuva’daki Haketomnos’un mezarı, Muğla’nın Gökova Körfezi’nde Sedir Adası (Kelopatra Adası)’ndaki Apollon Tapınağı, Karyalılar için önemli bir kült merkezi olan Lebranda Antik kenti kitapta bolca bahsedilen antik dönem kalıntıları arasında. Pandora’nın kutusu, Amos’un altın bebeği, Apollon ve Daphne hikayesi , kitapta anlatılan onlarca efsaneden birkaçı.

uzunyuva-korint-sutunDan Brown’ın bazı romanlarında gördüğümüz Hristiyanlık dininin tarihiyle ilgili gizemlerin, sanat eserlerinde gizli birtakım dini sembollerle çözülmesi olayının bir başka bir versiyonunu bu kitapta görebiliyoruz. Ancak kitabımız, Hristiyanlıktan çok daha kapsamlı, çok tanrılı eski Yunan mitolojilerinden günümüze kadar gelen tek tanrılı dinlere kadar, dinlerin kökenini sorgulayacak şekilde bir kurguyla karşımıza çıkıyor. Bu, kitabın özgün yanı bana göre. Eski uygarlıklar ve mitolojik tarihle ilintili izler taşıyan seri cinayetlerin çözümünde, derin uzmanlık bilgisi ve araştırma gerekliliğinin zorunlu kıldığı bir durum olarak, akademisyenlerden yararlanılması doğaldır. O yönden Dan Brown’ın kitaplarından esinlenmesi kaçınılmaz.

Romanın diğer bir güzel yanı da bana göre, yer yer inancına göre dini vecibesini yerine getiren Müslüman bir kadını da, “Sizin öbür dünyada gidecek bir cennetiniz var, benim cennetim ise bu dünyada” diyen ateist insanları da, aynı romanda buluşturması. Zaman zaman dinlere inanan ve inanmayan iki kesimin tartışmalarına da şahit oluyoruz.

uzunKitapta, günümüzdeki tek tanrılı dinlerin oluşumuna; halkça bilinen, alışılagelmiş inançların dışında, eski uygarlıklar tarihi uzmanlarınca farklı şekilde ışık tutuluyor. Eski uygarlıklar ile günümüz tek tanrılı dinlerdeki bazı ritüellerin benzerlikleri ise, daha önce bu konuda herhangi bir bilgiye sahip olmayan okuyucuyu şaşırtabilir nitelikte.

Roman, kimsenin tahmin edemeyeceği bir şekilde sonlanıyor ama bunu son ana kadar hissettirmiyor. Özellikle arkeoloji, felsefe, antik Yunan mitleri, çok tanrılı dinler, tek tanrılı dinlere geçiş konularına meraklıysanız, hele bir de sürükleyici ve heyecanlı polisiye türünü seviyorsanız kitabı sevmeme şansınız pek yok diyebilirim.

 
Uzunyuva’da Uyanış
Ulaş Özkan & Emrah Poyraz
Sosyal Yayınları
365 sayfa, 2016

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir