Uyandığında
“Uyandığında kırmızıydı. Kızarmış ya da güneşten yanmış değildi, dur işaretinin o iddialı keşif kırmızı rengini almıştı.” Bu cümle ile etkileyici ve okuyucuyu merak içine sokarak başlıyor Amerikalı yazar Hillary Jordan’ın ‘Uyandığında’ adlı eseri. Ekim 2011’de ABD’de raflara dizilen eser ülkemizde Yapı Kredi Yayınları etiketi ile basıldı ancak baskısı tükenip yeni baskı da yapılmadığından bulunması oldukça zor bir kitap. Aylar süren aramamın sonucunda bir sahaf rafında bulduğum kitabı bir distopya sever olarak bayıla bayıla okudum. Eksik yanları var mıydı derseniz tek karaktere odaklanmış olması benim için eksik kalan yönüydü. Bunun dışında göze batan bir eksiklik görmedim.
Kitabın konusu genel olarak bir din devleti haline gelmiş ABD’de suç işlemiş bir kadının hayatta kalma çabası diyebilirim. Ancak sıradan bir hayatta kalma ya da suçlu öyküsü diyemeyiz. Başkahramanımız Hannah Payne yasak olduğunu bildiği halde kürtaj ile sonlanan bir ilişki yaşar. Sevgilisinin evli bir din adamı olması hamileliğini sonlandırmasının asıl sebebi. Ancak tüm suçu üstlenmesinin, kürtajcısı ve sevgilisinin ismini mahkemede açıklamamış olmasının altında yatan sebep ise Aidan Dale’e duyduğu sevgi.
Daha önce Hannah’nın suçlu bulunduğunu söylemiştim. Alıştığımız hapishane ve işkence yöntemlerinden farklı bir ceza görüyoruz ‘Uyandığında’da. Suçlular, işledikleri suçlara göre deri renklendirme işlemine tabii tutuluyorular. Hannah’nın işlediği suç, kürtaj, cinayet sınıfında sayıldığından derisini kırmızıya çeviren bir ilaç uygulanıyor. Cinayet haricinde şiddet suçu, hırsızlık gibi suç grupları var. Şiddet suçu işleyenlere yeşil, hırsızlık yapanlara sarı renklendirme işlemi uygulanıyor. İşlemin ardından hayata geri bırakılan suçlular halk arasına çıktıklarında ise tepkiler ile karşılaşıp dışlanıyorlar. Asıl cezaları ise bu yalnızlaşma oluyor.
Hannah deri renklendirmeden sonra dış dünyaya çıktığında bu yalnızlaştırmayı çok derin hisseder. Babası hariç onunla temas halinde olan kimsesi kalmaz. Çok sevdiği kız kardeşi bile eşi sebebiyle Hannah ile uzak kalır. Kırmızı olması sebebiyle kalacak yer dahi bulamaz. Din ve siyaset arasındaki sınırlar ortadan kalktığında ve devlet, vatandaşlarının yaşamları üzerinde sorgulanamaz bir güce sahip olduğunda neler yaşanabileceği üzerine akıllardan çıkmayacak noktalara değinen eser belirsiz ancak pekte uzak olmayan bir gelecekte geçiyor.
Beni bıraksanız hakkında saatlerce konuşabileceğim bir eser ‘Uyandığında’. Okuyacak olanların heyecanını kaçırmamak adına yorumuma burada son veriyorum. Ancak şunu söylemeliyim ki okuyanların pişman olmayacağı bir distopya.
Sevginin sonsuz çeşidi vardır ama en saf olanı merhamettir. Çünkü bir tek o ‘benim için ne var’ diye sormaz.
Tanıtım Bülteninden:
“Uyandığında, yakın bir gelecekte, din devleti haline gelmiş bir ABD’de geçiyor. Suç işleyenlerin ten renklerinin, vücutlarına verilen bir virüsle değişime uğratıldığı ve bu kişilerin toplum içinde birer utanç simgesi olarak yaşamak zorunda bırakıldıkları bir gelecek bu.
Romanın kahramanı Hannah Payne, evlilik dışı ilişki yaşayıp kürtaj yaptırdığı için on altı yıl boyunca bir “Kırmızı” olarak yaşamaya mahkûm edilir. Ailesi tarafından reddedilen Hannah’yı, dini eğitim merkezlerinden düzen karşıtı eylemci grupların sığınaklarına uzanan macera dolu bir yolculuk beklemektedir. Çıktığı bu yolculukta Hannah çocukluğundan beri kendisine dayatılmış bütün fikirlerle hesaplaşacaktır. Kürtajın yasak olduğu ve en büyük baskıyı kadınların gördüğü bu totaliter dünyayı Türk okuyucusu çok iyi anlayacaktır.”
Uyandığında
Hillary Jordan
Yapı Kredi Yayınları
Türkçesi: Özlem Yüksel
312 sayfa, 2012