Tarihin Unutulmaz Aşk Hikayeleri

Birbirlerine inanan aşıkların hikayeleri ve bütün dünya onlara karşı olsa bile aşkları bize hala ilham vermeye devam etmektedir. Tarihin en büyük aşk hikayelerinin daha yakından araştırılması sonucunda, en ünlü aşıkların çoğunun trajik bir sonla karşılaştığını ortaya koyulmuştur. Ancak, bize gerçek aşkın dünyadaki her şeyden daha güçlü olduğunu gösterdiler. Şimdi yazımızda sizlere Tarihin Unutulmaz Aşk Hikayeleri konusunda bilgi verelim.

Paris ve Helen
Yunan mitolojisine göre Paris ve Helen arasındaki aşk Truva’nın çöküşüne meydan vermiştir. Hikaye, Truva prensi Paris’in üç tanrıçadan (Hera, Athena ve Afrodit) hangisinin en iyisi olduğuna karar vermek üzere seçilmesiyle başlar. Paris, Afrodit’i seçti. Çünkü karşılığında dünyadaki en güzel kadına söz vermişti. Ve en güzel kadın Spartalı Helen’di, ancak Helen, Kral Menelaus ile evlendi. Birkaç yıl sonra Paris, Sparta’ya gitti ve Helen’i Truva Savaşı’nın tetiklendiği Truva’ya götürdü. Paris, Truva’nın kaybedilişi sırasında ölümcül bir şekilde yaralanırken, Helen, Sparta’daki kocasına geri döndü. Paris Helen’e kavuşamadı.

Orpheus ve Eurydice
Antik Yunan mitolojik kahramanı Orpheus, taşları ve vahşi hayvanları bile büyüleyen güzel müziği ile tanınır. Fakat aynı zamanda karısı Eurydice’ye olan derin aşkıyla da tanınır. Karısı, bir yılan ısırığından öldüğünde, Orpheus Yeraltı Dünyasına gitmeye ve onu geri getirmeye karar verdi. Müziği ile Hades tanrılarını büyüledi ve Eurydice’i yanına almasına izin verdiler. Ama yeraltı dünyasından çıkmadan geri bakmaması gerektiği söylendi. Orpheus, Eurydice’in onu takip edip etmediğini görmek için geri döndü ve bir süre sonra ölülerin dünyasında kayboldu.

Kleopatra ve Mark Antony
Mısır firavunu Kleopatra ve Mark Antony arasındaki aşk ve bu aşkın trajik sonları için tarihe geçmiştir. Her ikisi de Kleopatra tereddüt etmesine rağmen, Octavianus altındaki Romalılar (sonradan Augustus) tarafından mağlup edildikten sonra intihar etti. Mark Antonius’un intiharından sonra (sevgilisinin öldüğü hakkında yanlış bir haberi aldıktan sonra kendini bıçakladı), Kleopatra Octavian ile pazarlık etmeye çalıştı. Çoğu kaynağa göre, Octavian’ı “çekemeyeceğini” fark ettiğinde kendisini ısırmak için bir asp teşvik ederek kendisini öldürdü. Kleopatra ve Mark Antonius’un birlikte gömüldüğü söyleniyor ancak mezarlarının yerleri gizemli kalıyor.

Tristan ve Iseult
Tristan ve Iseult’un aşk hikayesi, 12. yüzyılda Fransa’da popüler olmuştur. Eski bir Kelt efsanesinden esinlenildiği düşünülmektedir. Zina sevenler hakkında hikayenin birkaç versiyonu var ama hepsi aynı çizgiyi izliyor. Tristan’ın amcası King Mark’la evlenmesi gereken Tristan ve Iseult bir aşk iksiri içip Cornwall’a giderken birbirlerine çılgınca aşık oldular. Iseult, Kral Mark ile evlenir ama aşk iksiri, aşıkların birbirlerine dayanamamasını sağlar. Sonunda Iseult’un kocası tarafından yakalanana kadar ilişkilerini devam ettirmişlerdir. Ölümden kaçmayı başarırlar ama Iseult Mark’a geri dönmek zorunda kalır. Tristan eşi Cornwall’dan ayrılır ve Iseult adında başka bir kadınla evlenir. Fakat ölümcül bir zehir yüzünden yaralandığında, tek gerçek aşkı için onu çağırır. Bu aşk hikaye, Tristan’ın umutsuzluktan ölmesiyle bitiyor.

Lancelot ve Guinevere
Lancelot ve Guinevere’nin hikayesi, Arthur efsanesinin bir parçasıdır. Tristan ve Iseult’dan ilham almış veya etkilenmiş olduğu düşünülmektedir. Tıpkı ikincisi gibi, Lancelot ve Guinevere zina severler. Guinevere, Kral Mark gibi, ilk başta hiçbir şeyden şüphelenmeyen Kral Arthur ile evlidir. Sonunda karısının, en sadık şövalyelerinden biriyle zina yapmıştır. Yuvarlak Masa Şövalyeleri, Arthur veya Lancelot’u destekleyen iki gruba ayrıldı. İki adam arasındaki birkaç şiddetli savaştan sonra, Guinevere Kral Arthur’a geri döndü, ancak Yuvarlak Masa’nın yıkılması Mordred’in Arthur’a meydan okumasını sağlamıştır. Efsanevi kral rakibini öldürür ama ölümcül şekilde de yaralanır. Guinevere Yuvarlak Masa’nın yıkılmasından sorumlu olduğu için mahvolmuş ve ardından Arthur’un çöküşü ile bir manastıra girmiştir. Lancelot bir inzivaya girer ve sonunda bir rahip olur. Her ikisi de hayatlarının geri kalanını tövbeyle geçirirler.

Şah Jahan ve Mümtaz Mahal
İsimleri, Batı’daki çoğu insan için yabancı olabilir ancak aşkları tüm dünyada ünlü bir anıt üretmiştir. (Tac Mahal. Şah Jahan ve Mumtaz Mahal) Şah Jahan, karısının ölümü yüzünden harap oldu ve onu hem duygusal hem de fiziksel olarak etkileyen derin bir kedere daldı. Ancak kederi, sevgili eşinin son dinlenme yeri olarak hizmet etmek için dünyanın en büyük mimari şaheserlerinden birini inşa etmesine ilham verdi. Tac Mahal’i tamamladıktan kısa bir süre sonra, Şah hastalandı ve en büyük oğlu tarafından devrildi. Hayatının geri kalanını ev hapsinde geçirdi ve öldükten sonra karısının yanına gömüldü.