Süreya Kuaför Salonu
Öncelikle yazarın diğer serisi olan “Kocan Kadar Konuş” düşünülürse yazar hakkında acaba evlilikle ilgili bir derdi var mı diye düşünmüyor değilim. Evlilik hakkında o kadar çok betimleme var ki yer yer kamu spotu tadında bir anlatım gütmüş. Şahsen gereksiz uzatmaları ve uzun tasvirleri var. Doğru evliliğin tanımını insanın gözüne gözüne sokuyor. Yazardaki en beğendiğim özelliği kitaplarında edebiyat ustalarına yer vermesidir. Bu kitabında da Cemal Süreya’dan bahsetmektedir ki kitabın isim babası kendisidir.
Olumlu eleştirim ise evlilik bilinci kısmını geçersek kitap inanılmaz akıcı. Üç karakter olan Cemal, Süreyya ve Feza’nın dilinden anlatmaktadır. Bu üç karakterin aynı olay karşısındaki farklı duygularını güzel anlatmış. Tipik Yeşilçam filmleri tadında olmuş. Mahalle kültürünü anlatmış, fakir ve zenginlik arasındaki farkı da dipnot olarak geçmekte.
Özetlersem;
Süreyya, Cemal ve Feza mahalle arkadaşlarıdır. Cemal ve Süreyya birbirlerini severken bir anda Süreyya zengin koca bulur ve evlenir. Mahalleyi terk eder. Annesi dahil 10 yıl kimseyle görüşmez. Bu süre içinde Feza, Süreyya’nın annesinin kuaför salonunu devralır ve işletmeye başlar. Cemal çevreden gelen evlilik baskısıyla nasılsa iyi anlaşıyoruz diyerek Feza’ya evlenme teklifi eder. Tam düğün hazırlıkları yaparken Sürpriz! Süreyya çıkagelir. Mahallede bu sürpriz geliş hoş karşılanmaz. Kitabın sonunda çok da mutlu sonla bitmese de adalet yerini bulmuş. Geçmişte yaşanan bir çok alay iç içe geçmiş durumda diyorum ve iyi okumalar diliyorum.
Arka kapak:
Onlarınki mahalle aşkıydı, bilmeyen yoktu. Cemal ve Süreyya’nın hikâyesi, bizim alt sokaktaki Arma Pastanesi’nde, tezgâhta son kalan acıbadem kurabiyesini paylaştıkları gün başladı. Önce Cemal, biz centilmen adamız evelallah havalarında Süreyya’ya ikram etti kurabiyeyi. Süreyya ise, utangaç bir bakışla gözlerini yere indirerek kurabiyeyi tezgâhtan aldı ve tam ortadan ikiye böldü. Biliyorum, çünkü ben de oradaydım. Hayır, pastanenin içinde değil, dışında, diğerleri kadrosunda. Hani hayatta bir kahramanlar vardır, bir de diğerleri ya, aynen o hesap.
Kocan Kadar Konuş’un yazarı Şebnem Burcuoğlu’ndan sımsıcak bir mahalle hikâyesi!
İsmi bir zamanlar Tatavla olan, Kurtuluş semtine hoş geldiniz. Büyük mağazaların sıralandığı Rumeli Caddesi’yle, fanfirikli Nişantaşı kafelerinin hemen üstünde yer alan Kurtuluş’ta, bir liracı, çiğ köfteci, turşucu, yufkacı, yorgancı, overlokçu, son ütücü, kısaca ne ararsanız vardır. Ramazan’da pide, Noel’de kurabiye, Paskalya’da çörek pişer burada. Bu semtin sayısız hikâyesi içinde en kalplere dokunanı ise Cemal, Süreyya ve Feza’nınkidir.
Süreya Kuaför Salonu
Şebnem Burcuoğlu
DEX
333 sayfa, 2018
[button color=”red” size=”small” link=”https://www.kitapkolik.com/sureya-kuafor-salonu-52650″ icon=”” target=”true” nofollow=”true”]Satın Al[/button]