Sümbül Çiçeğinin yaradılış öyküsü

Sümbül Çiçeğinin yaradılış öyküsüdür bu: Kral Amyklos’un Hyakinthos isimli yakışıklı bir oğlu vardır. Apollon onun güzelliğine görür görmez hayran olur. Zamanlarını Eurotas’ın çiçekli kıyılarında çimenler üstünde disk atmakla geçirirler. Bir gün yine her zamanki gibi aynı yere giderler ve akan derenin şırıltısını dinleyerek, bu eğlenceli oyunu oynamaktadırlar. Ancak başı çelenklerle süslü kelebek kanatlı ve sarışın Zephiros da Apollon gibi, güzel Hyakintos’a gönül vermiştir.

Üzüntüsünden gemicilerin en sevdiği rüzgâr olduğu halde görevini yapamaz, hatta kederinin arttığı dönemlerde gemileri kayalara bile çarptırır. Zephiros fırsattan yararlanarak, Apollon’un diski Hyakinthos’a attığı sırada bir hareketiyle diskin yolunu şaşırtır ve delikanlının kafasına çarptırır. Zavallı Hyakinthos hemen yere yığılır. Kafasından, ağzından burnundan durmadan kan gelmektedir. Bu felaket karşısında Apollon kalbinden vurulur, deliye döner.

Hemen sağlık tanrısı oğlu Asklepios’u çağırır ve ona en etkili ilaçları koymasını söyler. Ancak ne yazık ki ilaçlar işe yaramaz ve Hyakinthos can verir. Kederinden ne yapacağını bilemeyen yaz mevsiminin kızgın tanrısı şöyle feryat eder:-Ey sevgili çocuk, ölüyorsun, senin taze ve güzel gençliğini ben kendi ellerimle yıktım, yok ettim. Mademki ben seninle mezara, yer altına gelemiyorum, mademki benim yerim göklerdedir, istiyorum ki seni kendim gibi bir ölümsüz yapayım.

İstiyorum ki seni, neşeli ve kudretli olduğum zamanlarda görebileyim, ışıklarımla seni okşayayım, koklayayım. Onun için seni çiçek yapacağım. Sen yaşayacaksın. Ben dünyaya yaklaştığım ve ilkbahar kara kışı bozguna uğrattığı zaman sen topraktan başkaldıracak fışkıracaksın… Apollon bu sözleri söyledikten sonra Hyakinthos’un kanının düştüğü yerden ‘sümbül’ çiçeği boy verir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir