Serinin ilk kitabı özünde Pi imiş yani kitabın başlangıcı aslında bizim sonda okuduğumuz hali. Sanırım kitabı biraz hafifletmek için ve duyguların ilk çıkış noktasını yakalamak için diğer serileri de yazmaya başladı Azra Kohen. Konular şaşırtıcı biçimde başka bir gerçekliğe ve mesaja dönüyor. Fi de başlayan duygu ve tutku yoğunluğu sizi yola çıkaracak güdülere sahipti. Çi de bu yoğunluk kitabın asıl özüne doğru ilerliyor. Pi de ise neler yok ki!

 Alternatif tıbbın insan vücudunda yapabileceği etkiler, farklı bitkilerin varlığı,  Çinlilerin sindirim sistemlerini rahatlatmak için binlerce yıl önce ikinci beyine adanmış Çigong adında yoga…

Siyasi anlamda tüm tabuları yıkan Darbe adında bir dergi,  milletvekilliğinde görülmemiş bir kadın Özge ve Özgeyi görmesi gereken koca bir meclis. Mesela Özge diyor ki nükleer santralin kurulmasına inançlı birisine:

Cesium 137 nedir biliyor musunuz?

Nükleer reaktörlerin yakıtı olarak kullanılan Cesium 137 gezegenimize ait olmayan bir madde, yani petrol ya da doğal gaz gibi gezegenimizin içinde bulunan bir element değil bu, insan üretimi olarak yapılmış ve insanlık tarihinde bilinen en zehirli maddedir Cesium 137. Küçücük bir demir para büyüklüğünde, toplamda sadece iki gramı bile 3500 dönüm büyüklüğünde bir ormanda ağacından kuşuna, balığından karıncasına toprağın üstünde ya da altında, en derinlerinde yaşayan her şeyi öldürmeye yeter.

Florürün zararları dahi kurgu arasında bilgi verici nitelikte. Florür aslında bugün diş macunlarından içme suyuna, ağız çalkalama sularına kadar özellikle ağız yolundan alınması öngörülen bir madde. Her ne kadar dişleri beyazlatmak gibi bir işlevi olduğu söylense de bunlar gerçeği yansıtmamakta. Florürü ilk olarak Hitlerin kullandığı bilinir. Toplama kamplarındaki insanların gaz odalarına nasıl itaatkar bir şekilde gittiklerini düşünürsek florürün aslında insanlardaki düşünme yetisini, diyalektik yetisini nasıl körelttiğine de şaşırmayız sanırım.

 Bir da kitabın başlarında İslam ile ilgili epey sorgulayıcı bir tutum hâkim. Konuşmaların kaynakları açısından ya temkinli yaklaşılmış ya da manipüle edici. Olaylar ise bugünden başlayarak geçmişe doğru ilerliyor bu yüzden merakınız hep tetikte kalıyor. Peki, az çok matematik derslerinden bildiğimiz Pİ kitapta ne anlama geliyor.

…deneyimin ne kadar çeşitli olursa yani dairen ne kadar büyük olursa, ortasından geçen çizgi yani izlediğin yolda o kadar uzuyordu. Ya da yol ne kadar uzarsa dairen o kadar büyüyordu. Gittiğin yolla kapsadığın deneyim daima orantılıydı. Pi diyorlardı buna matematikçiler.

 Yine asıl noktaya varıyorduk: Deneyim.

Yani yaşadığımız hayat her birimizin deneyimlerinden oluşuyor ve bu deneyimde zamanla hepimizin kişiliğini oluşturuyor. Bu kişiliğin alelade bir şekilde yaşanmasından ziyade sorgulama yoluna gitmek ve bu yola götürmek istiyor Azra Kohen. Sizi ilk insansı duygulardan alıyor ve denge olarak adlandırdığı yaratıcının yoluna bırakıyor kendi kurgusuyla. Karakterlerin değişimi de tam olarak bu yönde. Fakat kitabın başlarında Bilge karakteri beni epey şaşırttı. Sanki Fi de ve Çi dekinden bambaşka bir karakter konuşuyordu. Bu bilgisizlik bilgenin konuşmaları değildi sanki ama geçmişe doğru gidince Bilge yine olanca Bilgeliği ile geri geldi. Can Manayı epey bir süre kendi kabuğunda görüyorsunuz bir insanın sapkınca tutkuları yüzünden nasıl dağıldığını hatta mükemmel bir psikoloğun bile kendi duygularını kontrol edemediğini. Denizin ise uyanışı ilham verici hani her şey bitti dediğinde yeniden bir dünya bulmak gibi ve dünyayı en baştan tasarlamak gibi.  Ada ise fark edilmenin eşiğinde düşmekte ve kaybolmakta. Göksel kendini tamamlamanın peşinde insanlaşmak için yol alıyor.

PiBirbirinden bu kadar farklı olaylar ve konular nasıl dağılmadan bir arada bulunur diyor insan ama karakterlerin her birinin farklı dünyası her birinin farklı düşünceleri ve her birinin yollarının kesişmesi durumları da birbirine bağlıyor.

Fi ateş misali insanın ehlileşmemiş dürtüleri gibi yakıcı ve kırıcı. Çi insanın biraz daha ehlileşmiş hali, sorgulamaya başlamış hali. Pi ise düşünen, okuyan, birey olabilen insanın kendisi.Kendinizi bulduğunuz ya da ayrıldığınız noktalar epey olacaktır en azından Pİ romanında.  Buna rağmen seri içeresinde en dolu içerik olarak yine de Pi yi bulacağınızı sanıyorum. Kitap bittikten sonra birkaç bölüm diziyi de izledim. Dizi formatında ses getirmesi anlaşılabilir ancak kitap noktasında eşdeğer tutulmamalı. Yani kitapları okudum diyen biri ile – haa bende diziyi izledim diyen biri asla aynı şeyden söz etmiyor.

Kitabın öz cümlesini Deniz söylemişti, bir yerlere not edilircesine:

Herkes dersini alana kadar huzur yok hiçbirimize!

Pi
Akilah Azra Kohen
Everest Yayınları
672 sayfa, 2018

Tuğba Ayar

"Okumak iptiladır, müptelalara selam olsun."

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir