Pala Hayriye
Sevgili okuyucu, bundan aylar önce size Figen Şakacı’nın Bitirgen adlı kitabını yine sitemizde anlatmıştım. Pala Hayriye, Bitirgen’in devamıdır. O yüzden önce Bitirgen yazısına göz atmanızı naçizane öneririm. Ancak bağımsız da okuyabilirsiniz.
Bitirgen, buruk bir şekilde İstanbul’da yaşamaya devam ederek büyüdü ve liseyi bitirdi. Üniversiteyi kazandığında ise ağabeyinin itirazıyla karşılaştı. Üniversite onun hem geleceği hem özgürlüğü idi. Cesaretini topladı ve okumak için evden kaçtı. Çok uzağa değil tabii, İstanbul Üniversitesi Beyazıt Kampüsüne kadar uzağa kaçtı. Hayriye cebinde parası olmadan, üzerindeki kıyafetleriyle kendini okulun bahçesinde görünce “ohh” dese de hayatın gerçekleriyle yüzleşince “off” demesi de hemen arkasından geldi. İlk gün tanıştığı Rüya sayesinde kalacak yer buldu. Sonrasında ise okul hayatı boyunca hem çalışmak hem de hayatı anlamak ile geçti zamanı. Dış büyümüş olsa da içindeki Bitirgen aynıydı. Kadınlık ve insanlık, özgürlük ve aşk, tek başınalık ve aile olmak, susmak ve haykırmak, eylem ve itaatkarlık arasında yaşadığı çelişkiler ise karşımıza Pala Hayriye profilini çıkarıyor. Kitabın anahtar sözcükleri trajedi-komedi-kadın-düşünce özgürlüğü olabilir.
Kitabın içeriğine bakıldığında Pala Hayriye çok da bilinçli olmadan içinde bulunduğu grubun akımına ve aşık olduğu Türker’in peşinden gitme hevesiyle okuldaki “sol görüşlü grupların” eylemlerine katılır. Katılır da ne konuştuklarını ne de yaptıklarını anlayamaz. Zaten başına gelen olayların traji-komik yanları da bu durum yüzünden olmaktadır. Kadın olmayı anlamaya çalışırken kendini feminizm düşünceleri içinde sorgularken bulur. Aynada gördüğü Hayriye, içinde yaşayan Hayriye, arkadaş grubunun onda gördüğü Hayriye tamamen farklı karakterlerdir. Aşk ise Türker demek, Türker demek Aşk demektir onun için. Arkadaşları vardır elbet; ama hem onlarla yakındır hem de bir o kadar yabancı. İşin özeti şudur ki; o nereden geldiği de meçhul halde yanlışlıkla bu gezegene düşmüştür.
Hayriye okuldan mezun olunca hayatın değişimine şaşırır. Okul sıralarında birlikte eylemlere katıldığı arkadaşlarının modern hayatlar içinde kapitalist yaşam sürmelerini anlayamaz. Türker’in “eylem” davalarında muhabir olarak yer alırken, ona duyduğu sevginin çoğalmasını saygıyla izlemesinin üzerinden çok zaman geçmeden aşık olduğu adamın zengin bir kızla evlilik yapmasını yabancılar. Oysa o cumartesi annelerinin yanında, ölen meslektaşı Metin’in izinde, gazete patronları ile savaş halinde koşturan özgür bir kadındır.
Hayriye büyümüş müdür? Anlamış mıdır? Kazanmış mıdır? Hayriye şimdi ne yapmaktadır? Palalıktan kurtulup Dişi Hayriye olmuş mudur? O da diğerleri gibi sistemin içinde yitip gitmiş midir? Hala Hayatta mıdır? Kimbilir…
Pala Hayriye kitabı Figen Şakacı’nın kendi hayatından esintiler taşıyan, “komik bir ciddi kitaptır.” Akıcı bir anlatıma sahiptir. Öyküsel anlatımının yanı sıra 90 lı yıllardan günümüze üniversite, kadın ve siyaset konularını ele alan içeriği ile de anlatı şeklinde realist bir kurguya sahiptir.
Pala Hayriye
Figen Şakacı
İletişim Yayınları
175 Sayfa,2015