Osho

Okullar kapandı, açıldı derken masa başına oturup bir yazı yazamadığımı farkettim!

14 yaşımdan beri; Ruhsal gelişim, kişisel gelişim (bu adı pek sevemedim ama), spiritüel, metafizik, parapsikoloji ve psikoloji türlerine ait her şeyi okumaya büyük merakım var.

Bu konuda okuyan okumayan herkesin OSHO’ yu bildiğinden eminim.

Benim dönşüm yolculuğumda yıllarca okumamın ardından adım atarak deneyimlememi sağlayan kitabı “RUH ECZANESİDİR“.

Burada herhangi bir kitabını değil de; zaten kendisine ait, kendisinin yazdığı bir kitap yoktur. Yani tüm OSHO kitapları onun konuşmalarından, çalışmalarından, söylevlerinden, konferanslarından alınan bilgilerle ilgili basılmıştır. Kendisinden ve kitap alıntılarından bahsetmek istiyorum.

Ve şunu da eklemek istiyorum; lütfen bu tür kitaplar okuyacaksanız, adım atacağınız anda okuyun, ya da adımlayarak okuyun. Sadece okumakla inisiye olmazsınız ve adım atmaz, uygulamaları yapmazsanız, o bilgiler sizde sıkışık kalan bir enerji halinden öteye gidemez.

OSHO;

Hindistan’ın Madhya Pɾadesh adlı eyaletinde 1931 yılında dünyaya gelen Osho, biɾ öğɾeti insanıdıɾ. Küçklüğünden itibaɾen felsefeye ve özellikle ‘Ьen’ duygusu üzeɾine yoğunlaşan Osho, başkalaɾının veɾdiği bilgiye ve öğɾetileɾe değil; kendi iςinden doğan bilgiye ve öğɾetiye itibaɾ etmek geɾektiği kanaatindedir.

Kendini hiçbir gelenekle ve dini öğreti ile ilişiklendirmemiştir.

FARKINDALIK kitabından;

Farkındalığın ilk adımı bedenini izlemektir. Yavaş yavaş kişi her harekete, her mimiğe dikkat kesilir. Ve farkında oldukça bir mucize gerçekleşir; eskiden yapmakta olduğun pek çok şey kayboluverir. Bedenin daha gevşek hale gelir, bedenin daha uyumlu hale gelir, bedenini bile derin bir huzur kaplar, derinden bir müzik çalmaya başlar bedeninde.

Sefil durumdayız çünkü ne yaptığımızın,ne düşündüğümüzün,ne hissettiğimizin farkında değiliz; bu yüzden her an kendimizle çatışma halindeyiz.

EGO kitabından;

Herkese şükran duy. Çünkü herkes senin dönüşümün için bir alan yaratıyor; seni engellediğini düşündüğün kişiler bile, düşmanın olduğunu zannettiklerin bile. Arkadaşların, düşmanların, iyi insanlar ve kötü insanlar, arzu edilen durumlar ve arzu edilmeyen durumlar; hepsi birden senin dönüşebileceğin ve bir buda olabileceğin koşulları yaratıyorlar.

İnsan ihtiyaç duyulmaya ihtiyaç duyar. Bu insanoğlunun en temel ihtiyaçlarından birisidir. Kişi özen gösterilmezse ölmeye başlar. Kişi birisi, en azından birisi için önemli olduğunu hissetmezse onun tüm yaşamı önemsiz hale gelir.

CESARET / Tehlikeli Yaşamın Coşkusu kitabindan;

Biri ölünce, ruhun ölümsüzlüğünden söz ederiz, ağaçtan bir yaprak düştüğü zaman: “Endişe edecek bir şey yok. Yakında ilkbahar gelecek ve ağaç tekrar yapraklanacak. Bu sadece bir değişiklik, üstündeki kıyafeti değiştiriyor.” deriz.

İnsanlar ruhun ölümsüzlüğüne bildikleri için değil korktukları için inanır. Bir insan ne kadar korkaksa, ruhun ölümsüzlüğüne inanma olasılığı o kadar yükselir; dindar olduğu için değil, korkak olduğu için. Ruhun ölümsüzlüğüne inanmanın dinle bir ilgisi yoktur. Dindar bir insan “ben” olmadığını ve ölümsüz olanın bunun dışındaki olduğunu bilir. Ama bu ölümsüzlüğün “benimle” bir ilgisi yok. Bu “ben” ölümsüz değil, bu “benlik” ölümsüz değil. Bu “benlik” geçicidir; bizim tarafımızdan üretilmiştir.

Osho kitaplarında süreklilik olmayabilir, okurken sıkılabileceğiniz sonları da olabilir, gayet normaldir, dediğim gibi kendisi oturup bir kitap yazmamıştır. Bu nedenle kelimelerinin yanyana getirip, söylediklerini okuyabilmemiz için tasarlanmış kitaplardır. Sanırım elimde 25 belki daha fazla OSHO kitabım mevcut. Hepsini okudun mu! derseniz _Hayır okumadım. Fakat hepsinin içeriğinden okumuşluğum var, arada elinize alıp gelen sayfayı okuyarak mesaj alabilmeniz olasıdır.

OSHO

Hiç doğmadı hiç ölmedi

Yalnızca 1931-1990 arasında yeryüzü gezegenini ziyaret etti.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir