Mutluluk

Zülfü Livaneli okumayı neden seviyorum biliyor musunuz!? Çünkü öğreniyorum! Hem de hayatımın hiçbir döneminde öğrenmediğim kadar. Ülkemin batısından doğusuna karış karış nelerden geçtiğini,hangi kültürlerle bezendiğini, hangi gelenek ve göreneklere bağlı olduğunu, hangi bastırılmış duygulara gebe olduğunu ve göğüs gerdiğini…! Livaneli kitaplarında hep bir bilgilendirme çabası gözlemliyorum. Kurgu sanki onun için ikinci planda gibi! Türkiye gerçeklerini birkaç bakış açısıyla birlikte anlatması okuyan herkesin kendi görüşüne bir fikir ya da ikinci bir göz olduğu kanısındayım.
Sadece siyasi ya da sosyo-ekonomiden bahsetmiyor kitaplarında; diğer yandan klasikleşmiş yazarlardan da alıntılar yaparak renklendiriyor kurgusunu. Ben en çok o kısımları seviyorum aslında! Hemen kitaplıgımdan alıp buluyorum Dostoyevski’den o bölümü mesela! Böylece daha da hakim oluyorum yazara.

Çok severek okuyorum;ögrenerek okumanın hazzını yaşıyorum anlayacağınız.

MutlulukMutluluk da böylesine bir roman işte! Sadece Doğu’lu bir kızın hüzünlü hikayesi değil asla! Bir profösörün ağzından kültürel birikimini dinlerken, edindiğim bilgiler müthiş bir zevk verdi bana. Unutmasam keşke; üşenmesem de not alsam dedim ama kitabın akışına kapılıp gittim her seferinde. Cemal’in hikayesini dinlerken de Doğu’nun kasveti ve terörün zalimliğine hayıflandım çaresizce! Hala yaşanıyor olduğunu bilmek,yitip giden insanları düşünmek çok acı. Peki ya Meryem!? Meryem’in iç sesine kulak vermek ve onunla empati kurmak yüreğimi dağladı.
O izbede verdiği yaşam mücadelesi ve bir mucize beklemesi her şeye rağmen hayattan kopmama gayreti çok can alıcıydı. “Allah beni sevmiyor” diye her yakarışında karşısına çıkanların aslında onun mucizesi olduğunu ise okur olarak anlamak paha biçilmezdi. Profesörle yollarının birleşmesi kendi iç hesaplaşmalarına bir yolculuktu aslında. Üçünün de yeni ufuklara yelken açmalarına bir sebep; bir mucizeydi. Ve mutluluk da böylece gelecekti belli ki…!

Daha önce filmini izlediğim bu kitabı iyi ki sadece filmle rafa kaldırmamışım! Yoksa o kadar eksik kalacakmışım ki okuyunca anladım. Film duyguyu verdi vermesine ama kitabın doluluğuyla asla kıyaslanamazdı. Zülfü Livaneli’nin bilgeliği ve düşünürlüğü filme asla yansıtılamamış! O sebeple önce ve illa ki kitap ve sonra da filmini de izlerseniz iyi olur diyorum. Sevgilerimle….

Tanıtım Bülteninden

Meryem: Van Gölü kıyısındaki bir kasabada, Allah’ın kendisini sevmesinden başka bir şey beklemeyen 17 yaşında bir kız.

Prof. Dr. İrfan Kurudal: İstanbullu tanınmış bir aydın. Hayattan hiçbir beklentisi kalmamış. Sahip olduğu her şeyi geride bırakarak, teknesiyle amaçsız bir Ege yolculuğuna çıkıyor.

Cemal: Gabar Dağları’nda PKK peşinde koşmuş bir komando. Askerliğini bitirip eve döndüğünde ömrünün en zor göreviyle karşı karşıya kalıyor: Ailenin yüz karası amca kızını töre gereği öldürmesi gerekiyor.

Her biri mutluluğu arayan Meryem, İrfan ve Cemal, kendilerinin, birbirlerinin ve ülkenin ruhunun derinlerine doğru çalkantılı bir yolculuğa çıkıyorlar. Peki, onları neler bekliyor.

Mutluluk
Zülfü Livaneli
Doğan Kitap
392 sayfa, 2016

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir