Kurban mı Cellat mı
Kurban mı Cellat mı kitabı son zamanlarda okuduğum polisiye gerilim kitapları arasında kurgusunu en çok beğendiklerim arasında yer almayı başardı. Yazar, hem polisiye dozunu hem de okurken hissedilen gerilimi okuyucuya geçirmeyi başarmış. Yazarın ilk kitabı olmasına rağmen anlatım ve kurgu aralarındaki bağlantı sizi kopmadan okumaya sevk ediyor. Sanırım bunda yazarın avukat olmasından kaynaklanan bir bilgi birikimi var. Olayların gizemli yönü, yaşanılan gerilim bir sonraki sayfayı merakla takip etmemi sağladı.
“Bir süre kımıldaman durdu, izledi, dinledi.
O bir hayaletti… O şuan mesaide olan bir ölüm meleğiydi…
Sonra yavaşça ayağa kalktı. Elini arkasındaki çantaya uzatıp en büyük gözün fermuarını açtı. Sonra favori aletini çıkardı, yani baltayı…”
Köklü ve zengin Brook Ailesinin üyeleri yeni yıl kutlaması bitipherkes evlerine çekildikten sonra dört kardeşten en büyüğü olan Alton Brook’un evine eli baltalı bir katil girerek bütün aileyi katlediyor. Geriye ise kaçmayı başaran 10 yaşındaki oğulları Ben Brook kalıyor. Dedektif BuddyLook her ne kadar bu davayı almak istemese de kendisini davanın tam ortasında ve katliamdan kaçan küçük çocuğu koruma altına almış olarak buluyor.
Bu ailenin kim tarafından ve neden öldürmüş olabileceğine dair en ufak bir ipucu bulamadan, koruma altına alınan Ben’in etrafındaki insanlar başta olmak üzere Ben’in akrabaları da tek tek öldürülmeye başlanıyor. Katilin ardında herhangi bir iz bırakmadığı olayı soruşturan dedektifimiz ise aile içindeki problemleri gün yüzüne çıkartınca her bir aile üyesinden şüphelenmeye başlıyor.
Yazar kitabın başlarında aile üyelerinin anlaşmazlıklarını öne sürüp sizi acabalara sürüklüyor. Ama ailenin geçmişi araştırılıp Nazi’lerin Yahudi soykırımına kadar dayanan bilgilerde aile büyüğünün para ve değerli tabloları topladığını okuyunca önümüze bambaşka bir şüphe kapısı daha açılmış oluyor. Katil intikam almak için geçmişten gelen biri ya da onun akrabası olabilir mi diye düşünüyorsunuz.
“Katil içinde büyük bir kin ve düşmanlık barındıran biriydi. Bütün bunlar sıradan bir adamdan ziyade gazap saçan ve ayrıntılarda gizlenen bir şeytanın işiydi.”
Kitabın sonuna kadar hep olmadık insanlardan şüphelendim ve şüphelerimde haksız çıktım. Yazar herkese biraz cellat rolü tanımlamış bu da ipuçlarını takip etmeyi ve katilin kimliğini tespit etmeyi zorlaştırıyor. Hatta bir ara acaba katil karakteri kitap sonlarına doğru katılacak yeni bir karakter mi dedim.
Katilin dedektif Buddy’den hep bir adım önde olması, onunla kedi fare oyunu oynaması, ortaya attığı delil kırıntıları ile oyalanmasını sağlaması ve bu sırada gözünün önünde sürekli katliamlarına devam etmesi ile temposu hiç düşmeyen bir kitaptı. Yazarın konu seçimi, işleyiş biçimi, anlatım tarzı bir polisiye kitapta aradığım gizem ve heyecanı tam benlikti.Dedektif BuddyLook Serisi’nin devamı olan “TheHoldouts” kitabını merakla bekliyorum.
Kurban Mı Cellat Mı
James Tucker
Arkadya Polisiye
Türkçesi: Esra Yüksel
459 Sayfa, 2018