Kardeşimin Hikayesi

“Aşk, bir uçurum kıyısında gözü bağlı yürümektir.” Bu alıntı üzerinden şekillenen romanında büyük ustaların romanlarından da bolca örnekler vererek süslüyor Livaneli eserini. Aşkın yakıcı hissinden ; trajedilere sebep olan o yoğun duygusundan dem vuruyor. Aşkı uğruna canına kıyan ünlü roman karakterlerinden örnekler vererek doğruluyor tezini. Kitabı okurken edebiyata dair düşüncelerini de aktarıyor yazar bizlere.
Hayatın ta kendisinin de bir kurgu olduğunu, kitabın kahramanı Mehmet Bey’in edebiyatla iç içe oldukça yaşamını da kurgulaştırdığıyla ilgili ipuçları veriyor. Mehmet Bey’e göre edebiyatçılık, anlatmaktan çok, bir anlama uğraşına dayanıyor. Yoksa Tolstoy gibi yaşını başını almış bir erkek nasıl olur da kendisini genç bir kız yerine koyup, onun duygularını bu kadar iyi anlatabilir! diye de düşünmeden edemiyor.

Aşkın yaşattığı acıları unutmak kolay olsaydı şayet, hayat belki daha çekilir olurdu diye düşünmeden edemedim romanı okurken. Çünkü unutmuyor insan! En derinlere saklıyor belki ama unutmuyor! Fakat hayvanlar öyle mi diye anlatıyor Mehmet Bey. Bir inek düşünün mesela… Tek yaptığı bütün gün otlanmak, süt vermek ve uyumak. Yaşadığına dair aklında beliren tek şey bunlar! Dününü, yarınını düşünmeden nefes almaya devam ediyor. Bu tarihsel bilinç insana özgüydü ve hayvanları kıskanmamız için bir sebepti. İnsanın geçmişini araştırması acı veren bir deneyimdi. Mutlu olabilmenin tek şartı ‘unutmayı ‘ başarabilmekti. Peki ya insan! Belki de türümüzün en büyük laneti unutmamak! Yüzyıllar önce Mevlana diyor ki:

Geçmişi unut
Koy bir kenara
Yeni bir sayfa aç
Kurtar benliğini dünden
Bugünün çocuğu ol
Bütün bilgeliği ve gülümseyişiyle gençliğin
Şu anı hiç terk etme ne olur
Sonsuza uzanan şu günü, terk etme.

fotosKitabı şekillendiren ve yönlendiren işte yukarıda bahsettiğim temalar. Okurken müthiş bir edebiyat yolculuğuna çıkıp, içinde merak uyandıran bir polisiye ve gizemle karşılaştığımız çok akıcı bir kitap Kardeşimin Hikayesi. Şehrin kalabalığından uzakta, bir kasabada yaşanan bir cinayet. Bu cinayeti çözmeye çalışan gazeteci bir kız ve kendi iç dünyasında kitaplardaki kurgu ve karakterlerle birlikte inzivaya çekilmiş bir adam ve KARDEŞİNİN HİKAYESİ! Mutlaka okumalısınız.

TANITIM BÜLTENİNDEN

Sakin bir balıkçı köyünde genç bir kadının cinayete kurban gitmesiyle başlar her şey. Dünyadan elini eteğini çekmiş emekli inşaat mühendisiyle genç, güzel ve meraklı gazeteci kızın tanışmasına da bu cinayet vesile olur. Kurguyla gerçeğin karıştığı, duyguların en karanlık, en kuytu bölgelerine girildiği hikâye, daha doğrusu hikâye içinde hikâye de böylece başlar. Modern bir Binbir Gece Masalı’nın kapıları aralanır. Ancak bu kez Şehrazad erkektir.

Kardeşimin Hikâyesi aşkın mutlulukta ulaşılacak son nokta olduğuna inananları bir kez daha düşünmeye davet eden, aşka, aşkın karmaşıklığına ve tehlikelerine dair nefes kesen bir roman. Her sayfada yeni bir gerçekliği keşfedecek, kuşku ile kesinliğin sınırlarında dolaşacaksınız.

Mantıksız gibi geliyor ama o sabah uyandığımda tuhaf bir haber alacağımı biliyordum. Karadeniz’in lacivert dalgalarıyla baş başa kalmış olan bu ıssız köyde geçen her gün birbirinin aynısı olduğu için burada insanların heyecanla konuşacağı olaylara pek sık rastlanmazdı. O günün de ötekiler gibi sessizce akıp gitmesi gerekirdi ama galiba başka şeyler olacaktı. O mahmur sabah saatlerinde bir cinayet haberi alacağımı bilmiyordum elbette ama bir haber gelecekti. Daha yataktan çıkmamıştım, gözlerim kapalıydı, arkalarında fosforlu çizgiler bırakarak yıldırım hızıyla hareket eden mor tavşanları izliyordum.

Kardeşimin Hikayesi
Zülfü Livaneli
Doğan Kitap
324 sayfa, 2013

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir