İki Dünya Arasındaki Aşk: Masal

Evvel zamanda, kalbur kazanda, bir varmış bir yokmuş, vaktiyle bu dünya hiç yokmuş…

Nazlı Çevik Azazi’nin 2019 Ocak ayında Doğan Novus’tan çıkardığı, bir nevi kuramsal bir bakış sunduğu kitapta, masalların iç dünyasına derin bir yolculuğa çıkıyoruz. Masal nedir? Masalın katmanları nelerdir? Masaldaki temel unsur sembol dilin ne olduğu ve nasıl çözümlenmesi gerektiği ile ilgili kavramsal temellendirmelerle dolu rehber bir “masal okuma” kitabı âdeta.

İkinci bölümde ise, Joseph Campbell’in “Kahramanın Sonsuz Yolculuğu” (Orijinal adı: The Hero With a Thousand Faces) adlı kitabından yola çıkarak, kahramanın yolculuğundan bahsediliyor. Tabii aralarda, kalp ve akıl dünyasının hududunda olağanüstü diyarlarda, korkunç canavarlarla mücadele eden masal kahramanlarıyla da hem-hâl oluyorsunuz. Hattâ belki bu, bir okur olarak sizin içinizdeki kahramanlık serüveninizi de harekete geçirebilecek bir çağrı! Kitabın sonunda, sizi bu konuda bir yüzleşmeye davet ediyor yazar ve kendi içinizdeki kahramanla temas kurmanız için küçük oyunlarla tüyolar sunuyor.

Son dönemde yaygınlaşan “masal anlatıcılığı” ile tamamen hoş bir tevafuklar silsilesiyle tanıştım. Yaşadığım şehir Stuttgart’ta, ikimizin de anadili olmayan almancada, her nasılsa tüm zerresini kaçırmadan anlayıp, Nazlı’nın anlattığı büyülü masallarla kalpten bir bağ kurmuş oldum. “İki Dünya Arasındaki Aşk: Masal”ın içinde bulunan masalları ise şu şekilde sıralayabiliriz: “Kuş ve Yuvası Meseli” (Afrika Halk Hikâyesi), “Nar Kız Masalı” (Dünyanın Her Yerinden Masallar), “Hakikat ve Hikâyenin Masalı”, “Dört Altın Heykel Meseli” (Bilgelik Hikâyeleri), “İç Sıkıntısı Meseli”, “Çemberli Çocuk Meseli” (Sahra Bilgelerinden Hikâyeler), “Hayallerin Tablosu Masalı” (Tibet Masalları), “Anait Masalı” (Ermeni Masalı), “Büyülü Kaval Masalı” (İspanyol Masalı). Masalların birçoğunu yazar kendisi almancadan çevirmiş ve uyarlamıştır. Bu anlamda da kalıcı bir derlemeyi literatürümüze kazandırdığını düşünüyorum.

Birebir dinlediğim ve müzenin salonundaki insanlarla ortak bir atmosferde yolculuk ettiğimize şahit olduğum “Hakikat ve Hikayenin Meseli” bilhassa beni cezbeden bir hikâyeye sahipti. Hikâyede hâsılı, zamandan daha yaşlı, anadan üryan gezen bir kadın ile ebemkuşağından entarileri giyinip gezen başka bir yaşlı kadının karşılaşmaları anlatılıyor. Devamını masalın tılsımlı akışına saklıyorum. “Anait” masalı keza, kitapta oldukça beğendiğim bir diğer masal: Dillere destan güzelliği ve maharetiyle adını yedi diyardan üne kavuşturan çoban kızı Anait’in, ülkenin Şehzadesi ile başından geçenler anlatılıyor.

Herkesin çocukluğundan tanıdığı masalların, yalnızca çocuklar için olduğunu düşünüyorsanız, en son gerçekten ne zaman bir masal okuyup dinlediğinizi düşünmenizi rica ediyorum. Binbir Gece, Grimm Kardeşler veya Dede Korkut masallarındaki insan yiyen devlerin, çocukları kaçıran cadıların, kuyularda çürümüş köle etlerinin, zindanlarda kaynayan mazlumların… geçtiği bir serüven ağı (Erginlenme), pek tabii yetişkinlere daha çok hitap ediyor denebilir. Tıpkı gerçek dünyada, önce umut, arayış, yitiş ve yeniden umut ve buluş… gibi bir döngüsellikte karşımıza çıkan güçlüklerin abartılı, olağanüstü bir anlatıda temsilidir masal. Bırakalım en azından masallar hep mutlu sonla bitsin.

Gül Özen

1985'te, Ankara'da doğdum. Uludağ Üniversitesi’nde 'Kamu Yönetimi' lisans, Viyana Üniversitesi’nde 'Siyaset Bilimi' yüksek lisans eğitimi aldım. Almanya Stuttgart’da yaşıyorum. Online tercümanlık işlerinin yanısıra, gönüllü olarak Heidelberg'te yerel gazetecilik ile uğraştım. 2019’da Sicim adlı kolektif kitapta bir öyküm basıldı. Türkçe, Almanca ve Ingilizce olarak araştırma, çeviri ve kitap çalışmaları yürütüyorum.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir