Her kadının mutlaka izlemesi gereken 20 film

Klişelerin söylediklerine rağmen , kadınlar tarafından en çok takdir edilen filmler her zaman aşkla ilgili değildir. Kadınlar gibi, çoğu da çok yönlü ve öngörülemez olabilir.

BENİM AŞK PASTAM

Hong Kong’un yönetmeni Wong Kar-wai’nin bu filmindeki parlak oyunculuk ve kusursuz kamera çalışması, gerçek olmayan, rüya gibi bir görüntü sunuyor. Filmin cazibesini büyük ölçüde oluşturan olan film müziğinden övgüyle söz etmeden bu filmden bahsetmek imkansız olurdu.

 


 

OMUZ OMUZA

“Omuz Omuza”, güçlü duyguların, anneliğin, adanmışlığın ve sıkça karşılaştığımız mücadelenin, bizim kontrolümüz dışındaki koşullar karşısında yaşamımızın kontrolünü ele geçirme öyküsüdür. Herkesin görmesi gereken ana karakterlerin çelişkili kişiliklerini (Julia Roberts ve Susan Sarandon tarafından kusursuzca oynanmıştır) gösterdikleri karmaşık bir film.

 


 

DUVAK

Çin’in dağları arasında kaybolan uykulu bir köy, acımasız bir kolera salgını tarafından vurulmaktadır. Oraya giden iki ana karakter, Walter ve Kitty (Edward Norton ve Naomi Watts tarafından canlandırılmıştır) arasındaki ilişki bu filmin dayanağı olan Somerset Maugham’ın kitabında bahsettiğinden biraz farklıdır. Yine de hala büyüleyiciliğini korur. Baştan sona mükemmel bir yapım, her ayrıntı, gerçek aşkın kısa ömürlü bir tutku patlamasına yol açmaması gerçeğini daha iyi anlamanıza yardımcı olur, ancak aşk birbirini ve kendilerini anlamak için iki bireyin karşılıklı çabasıyla yavaş yavaş kökleşir..

 


 

SAATLER

‘Saatler’, her kadının ruhunda gizlenmiş olan gizemden bir şey görmenizi sağlayan bir filmin son derece karmaşık bir birleşimidir. Yönetmeni, izleyicilerin neler olup bittiğini anlamalarına yardımcı olmak için herhangi bir özel çaba sarf etmemiştir – ancak bu, bir eleştiri değildir. Bunun yerine, izleyicilerin kendileri için filmin öne sürdüğü önemli soruları düşünmeleri gerekir: Neden bu kadar mutsuzuz? Mutluluk aslında düşündüğümüzden daha mı yakın?

 


 

BRIDGET JONES’UN GÜNLÜĞÜ

Bridget Jones’un hikayesini binlerce kez izlemek ve bundan asla yorulmamak mümkün. Özellikle, bir battaniyeye ve yanınıza bol miktarda çikolata konulduğunda…

 


 

AŞKIN İKİ YÜZÜ

Gregory Larkin, sadece cinsel tutkuya dayalı ilişkilerde sürekli başarısız olan bir matematik profesörüdür. Gazetenin Yalnız Kalpler sayfasına ilan veren Gregory, ilanda aradığı kişide cinsellik değil, ruh aradığını belirtir. Claire, edebiyat öğretmeni olan kardeşi Rose adına ilana cevap verir. Rose ile Gregory tanışırlar. Bir süre sonrada zihinsel tutkunun, cinsel tutkunun önünde olacağı bir evlilik anlaşması yaparlar. Ancak işler planladıkları gibi gitmez.

 


 

CESARETİN VAR MI AŞKA?

Alışılmadık bir konu ve ilgi çeken karakterler ile yürek burkan ama cesur bir film. Olayların nasıl gerçekleştiğini açıklamak imkansızdır çünkü karakterlerin eylemleri çok acımasızdır ya da duyguları çok güçlü. Çok fazla beklemeyin, sadece bu filmin tadını çıkarın.

 


 

MY ONE AND ONLY

Akıllarından ziyade kalbinin söylediklerini takip edenler için bir film, bir dizi karşıt ama büyüleyici karakterle dolu. Değişken ruhlu bir kadın olan Ann Devereaux, flört peşinde koşan kocası Dan’i terk eder. Yanına iki oğlunu da alan Ann, yeni bir yaşam kurmak üzere yola çıkar. Onları yolda birbirlerini yeniden tanımalarını sağlayacak ilginç bir macera beklemektedir.
 


 

YATAĞIMDAKİ DÜŞMAN

Bazıları için, güzel bir göl kenarındaki bir evde yaşamak bir hayaldir; diğerleri için böyle bir yer, kaçamadıkları bir yaldızlı kafestir. Julia Roberts ve Patrick Bergin’in olağanüstü performansları ve atmosferik bir soundtrack sayesinde, koltuğunuzun kenarında “Yatağımdaki Düşman”ı izliyor olacaksınız.

 


 

İNGİLİZ HASTA

“İngiliz Hasta” ile, yönetmen Anthony Minghella sadece eğlenceli bir film değil, aynı zamanda hayata geçirebileceğimiz hataları tasvir etmekten alıkoyamayan gerçek bir yaşam kılavuzu da yarattı. İlk andan itibaren büyüsüne kapılacaksınız: sonsuz bir çölde uçan küçük bir uçak. İnsanların zamanın ve olayların içinde, engebeli iniş çıkışlarla mutlu olmak için bir yere yerleşmeye çalışmanın sembolik bir imgesidir.

 


 

RÜZGAR GİBİ GEÇTİ

İyi filmler bir de sinematik başyapıtlar vardır. Rüzgâr Gibi Geçti kuşkusuz ikinci kategoriye giriyor. Aşılmaz zorluklarla başa çıkmaya çalışan güçlü bu kadının hikayesinde, her izlediğinizde yeni ve ilgi çekici bir şey bulabilirsiniz.

 


 

KIZARMIŞ YEŞİL DOMATESLER

Üzerinizde iz bırakacak kalp ısıtan ve delici bir hikaye. Burada, günlük yaşantının monotonluğu, olayların yüzeyinin hemen altında gizlenmiş bir çeşit zevk ve şaşkınlıkla iç içe geçer. Bu filmin her anından zevk alacaksınız.

 


 

OKUYUCU

‘Okuyucu’, gerçek bir duygu içinde izlediğiniz küçük film grubudur. Kişisel drama, ustalıkla İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra tüm toplumların karşı karşıya geldiği sorunları tasvir ediyor. Birkaç insanın hayatı ile milyonların kaderininin nasıl olduğunu görüyorsunuz. Kate Winslet, her zamanki gibi, şaşırtıcı.

 


 

KEFARET

Yetenekli aktörleri ve güçlü soundtrack ile“Kefaret”, sevgi ve nefret, tutku ve kişisel yıkıntı, arzu ve umut, arkadaşlık ve ihanet hikayesini anlatıyor. İlk başta fark etmeyebilirsin, ama bu, içinde bir yerde silinmez bir iz bırakan film olacak.

 


 

CRACKS

“Cracks”, bilinçliliğimizin başlangıçta pürüzsüz bir yüzeyinde oluşan ve hayatın canlanmasını zorlaştırdıkça artan sayıda ortaya çıkan küçük kırıklardır. Bazen sonsuza kadar bizimle kalırlar; diğer durumlarda kalplerimizi, ruhlarımızı ve hayatlarımızı tamamen parçalayarak, derinleşir ve derinleştirirler. Bu film kader, yaşamı değiştiren olaylar hakkında. Yapımcıları, normalde yabancıların gözlerinden gizlenen kadınların beklentilerini, sırlarını ve arzularını dolduran kadınların iç dünyasını ortaya çıkarıyor.

 


 

BEYAZ ZAKKUM

“Beyaz Zakkum” karşına kazara gelebilir, ama gözlerini ekrandan ne zaman koparmak istersen bu neredeyse imkansızdır; atmosferi son derece sarhoş edici. Filmdeki karakterler arasındaki tüm ilişkiler gergindir, ama anne ve kızının gerçekten göze çarpan etkileşimi vardır – ilişkilerinin uç noktaları büyüleyiciliği sağlar.

 


 

ANNEM HAKKINDA HER ŞEY

Bu filmle Pedro Almodóvar bize, kendine özgü dünyaya bakış açısını ve özellikle de başka bir yönetmenin aksine film yaptığı kadınlarla olan ilişkisini görmemizi sağlıyor. Ve aslında, bu filmdeki her kadın performansı olağanüstü; karakterler sadece samimiyetleri ve naifliğiyle sizi büyülüyor.

 


 

DAHA YAKLAŞ

Günümüz Londra’sında birbirine yabancı iki çiftten birindeki adamın, diğer çiftteki kadınla tanışmasıyla tesadüfler arka arkaya gelmeye başlar. Birbirlerine duydukları anlık hislerse aldatmaları beraberinde getirir. Karakterlerin etkileşimi, düşündürücü diyalog ve neredeyse elle tutulabilen duygu, etrafınızdaki herkese ulaşmak istediğinizi hissettirme etkisine sahip. Sevgiye açlık duyan dört insan hakkında yapılan bu dram, bize her birimizin olağanüstü karmaşık bir insan olduğunu hatırlatır.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir