Hayat Hikâyem

“Her mücadeleyi bir zafere dönüştürebilseydiniz neler olurdu?”

Helen Keller ‘Hayat Hikâyem’ adlı kitabına bu sözler ışığında başlıyor. Kitabın içeriğine girmeden önce Helen Keller hakkında kısaca bahsetmekte fayda var.

“1880’ de Abama’nın küçük bir kasabasında sağlıklı bir bebek olarak doğan ve on dokuz aylıkken geçirdiği ateşli bir hastalık sonucu görme, işitme ve konuşma yetilerini yitiren Helen Keller’ın engellerine rağmen başardıkları, onu efsanevi bir kişilik haline getirmiştir. İnanılmaz azmiyle beş dil öğrenen, bisiklet binen, kano ve yelkenli ile gezintiye çıkan, yüzen satranç oynayan Keller’ın hem normal daktilo ile hem de körler alfabesi ile yazdığı hayat hikâyesi de tıpkı kişiliği gibi efsaneleşmiştir.”

Kitabı 1903’te yayımlanmış ve 50 dile çevrilerek okuyucuları ile buluşmuştur.

Otobiyografi türünde kitabımız. Keller, yaşamını kendi sözleri ışığında yansıtıyor. Çocukken hatırladığı renkler, gökyüzü, çiçekler…

“Eğer bir gün bile görebilmişsek, gün bizimdir, günün bize gösterdikleri de.” Diyor Keller. Sahip olduğumuz onca şeyin eksikliğinden baktırıyor yeniden. Sevmek, düşünmek gibi soyut kavramların sağır, kör ve dilsiz birinin nasıl anlayabileceğinden ve onları nasıl tanımlayabileceğinden bahsediyor. O bahsederken size de bunun üzerinde epeyce düşünme payı bırakıyor. Bir bitkinin büyümesinin heyecanını anlıyorsunuz, dalgaların sizi yönlendirmesini sonra suratınıza çarpan dalları hissediyorsunuz Helen anlatırken.

Hayat HikayemBu aşamalar elbette kolay ve bir başına olmamış bu yüzden bir isimden daha bahsediyor Keller, öğretmeni Anne Mansfield Sullivan.  İşte bu noktada en çokta öğretmenlerin ders çıkarması gereken bir kitap haline geliyor kitabımız. Bir öğrencinizin, bir şeyleri öğrenmesine yardım ettiğiniz bir insanın sizin için şu bahsi yaptığını düşünsenize!

“Öğretmenim bana öyle yakındı ki, kendimi ondan ayrı düşünemiyordum. Güzel şeylerden aldığım zevkin ne kadarının doğuştan, ne kadarının onun etkisiyle olduğunu söyleyebilmem mümkün değil. Onun varlığının kendi varlığımdan ayrılmaz olduğunu hissediyordum. Hayatımın ayak sesleri onun adımlarıydı. En iyi yanlarımın hepsi de ona aitti. Onun sevgi dolu dokunuşuyla canlanmamış olan hiçbir yeteneğim, hiçbir ilhamım ya da mutluluğum yoktu.”

Özel bir öğrencinin hayatına kavram katmak ona yeni bir dünya inşa etmek demektir. Keller için öğrenmek öğretmeninin sayesinde yeni bir dünya kurmaya benziyordu. Zorluklara rağmen tamamen bir başarı örneği Keller ve öğretmeni Bayan Sullivan.  Yeni kurulan dünya da neler yoktu ki Üniversite eğitimi, sınavlar, kitaplar, soyut kavramlar, matematik, yelkencilik, çiçekler, örgü, satranç, sadece dokunularak anlaşılan müze ziyaretleri…

Dünyada kimliği olmayan nice insana hem dünyasını hem de kimliğini oluşturan Keller’in söyleyecekleri var. Kulak vermeniz dileğiyle

Hayat Hikayem
Helen Keller
Bilge Kültür Sanat
Türkçesi: Mehmet Ali Çelikel
136 sayfa, 2016

Tuğba Ayar

"Okumak iptiladır, müptelalara selam olsun."

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir