Gerçek Gibi Hayal, En Güzel Temsil… Hayal-i Temsil

Kim bilirdi ki; 2014-2015 sezonunun sonunda, Yiğit Sertdemir’e hayranlığım sebebiyle konusuna bile bakmadan gittiğim oyunun, şu ana kadar en beğendiğim, en etkilendiğim oyun olacağını..

“Eski makyör Dikran Efendi’nin hayalle hatırayı iç içe geçiren masalı; “sahnenin ilk kadınları” Afife Jale ve Bedia Muvahhit’i; çocuklukları, aşkları, tutkularıyla, ilk kez seyirci karşısına çıktıkları sahnede, Darülbedayi sahnesinde bir araya getiriyor.”

Tek bir cümle ile konusu bu. Fakat tiyatro salonunda geçirdiğiniz sürede (yaklaşık 2 – 2.5 saat), farklı zamanlara ait farklı anlarda yaşayabiliyorsunuz. Öyle içine giriyorsunuz ki oyunun, Suriyeli eczacının Afife’ye morfin verdiği sahnede, ilacı damarlarınızda hissediyor, uyuşuyorsunuz. Afife ile Selahattin Pınar’a aşık oluyor, Bedia Muvahhit ile birlikte sahnelere çıkıyorsunuz.

“İnsanoğlunun en büyük yanılgısı yalnızlıkla mücadele etmektir” diyor oyunun içinde Dikran Efendi. Afife ve Bedia’nın kendi yalnızlıklarında minik bir fare hülyasında buluşup, birbirleriyle arkadaşlık etmelerini izliyor ve neden aynı sahnede bir araya gelemediklerine üzülmeden edemiyorsunuz.

Müslüman kadınların sahneye çıkmasının yasak olduğu yıllarda sahne alan (Mustafa Kemal Atatürk ile birlikte bu yasak kaldırılıyor) cesur kadın Afife’yi, Şebnem Köstem gibi güçlü bir karakterin oynaması da yerinde olmuş.

Ya o Yiğit Sertdemir’in iç içe geçmiş farklı rollerle karşımıza geçip, hepsinin hakkını sonuna kadar vermesi? Suriyeli eczacı, Selahattin Pınar, Bican Efendi, Boris, Dikran Efendi rolleri ve bu roller arasındaki usta geçişleri. İnsan her oyununa gidip sahneye ödül fırlatmak istiyor.

Ahmet Sami Özbudak dengeli ve yaratıcı kurgu mantığı, sağlam metniyle müthiş bir giriş yapmış Şehir Tiyatroları’na. Bildiğim kadarıyla bu onun Şehir Tiyatroları’nda ilk oyunu. Devamını bekliyoruz.

Cem Yılmazer’in ışık tasarımları, Nihal Kaplangı’nın başarılı kostümleri, dekoru, metni, oyunculukları ile şimdiye kadar izlediğim en sağlam oyundu. O zaman oyunda emeği geçenlere Afife ile aşkı destanlaşan, o güzel insan Selahattin Pınar’ın sözleri ile teşekkür ve küçük bir sitem edelim:

“ İçimde uyanan eski bir arzu dedi ki yıllardır aradığın bu. Şimdi soruyorum büküp boynumu daha önceleri neredeydiniz?”

[ngg_images source=”galleries” container_ids=”8″ display_type=”photocrati-nextgen_basic_imagebrowser” ajax_pagination=”0″ order_by=”sortorder” order_direction=”ASC” returns=”included” maximum_entity_count=”500″]

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir