Gerçeğin Ortasında: Anlamak ve anlaşılmak işte bütün mesele bu!

Twitter’da önüme bir twit düştü: “Kitabın gidişatına ilişkin yaptığınız tahminler elinizde patlayabiliyor. Her bir karakter zekice düşünülüp yazılmış. Adam Fawer gelse, tebrik eder Sema Karabıyık’ı bu kitabıyla, o kadar diyeyim.”  Adam Fawer’in Olasılıksız ve Empati’sini okumuştum ama bahsi geçen yazarı tanımıyordum. Bağlantıyı tıkladım, Kitapcafe sitesine yönlendirdi beni. Yazıyı okudum ve soluğu kitapçıda aldım.

Sema Karabıyık romanları ile tanışmam Geleceğimi Kaybettim Hükümsüzdür ile başladı. Akabinde Unutma Noktası ve Kayıp Umutlar Merkezi’ni okudum. Bir arkadaşımın “Netflix dizisi izler gibi okudum,” dediği Muamma’yı okumak niyetindeydim ki yazarın yeni romanının çıktığı haberini aldım; Gerçeğin Ortasında. İlk okuyan olmak , hakkında ilk yazıyı yazmak adına bir mücadelenin içine girdim. Yüksek lisans tezini yazmaya çalıştığım için okuma eyleminden uzaklaşmıştım. Elime aldığım kitapların içine girmekte zorlanıyordum, dikkatim çok çabuk dağılıyordu. 20 günde dört roman okudum, elimden bırakamadan. Beni tekrar okumayla barıştırdığı için dikkatimi inşa etmeme yardım ettiği için “size minnettarım yazarım,” demek istedim.

Sema Karabıyık romanları diye bir gerçekten bahsedebiliriz rahatlıkla. Elinizden bırakmadan okuduğunuz romanların ortak özelliği, kitabın sonunda nakavt eden bir yumrukla karşılaşmak ve uzun süre kendine gelememek. Her biri farklı bir hikaye, farklı bir son. Birbiriyle kesişen hayat hikayeleri. Hikayelerin kesiştiği noktada diğerinin hayatını etkileyen karakterler ama farkında olarak ama farkında olmadan. Hayatlar kadar duyguların da çarpıştığı romanlar.

Gerçeğinin Ne Kadar Farkındasın?

Gerçeğin Ortasında; İnsanların izlenmek, takip edilmek, etkileşim almak için ruhlarını şeytana sattıkları günümüzde ekranlar arası geçişkenliği merkeze alan bir roman.

Polisiye havasında başlıyor roman. Yazara kargodan bir USB gelir, içinde yarım bırakılmış bir roman vardır. “ Bu romanı sizden başkasına emanet edemezdim. Ben buraya kadar yazabildim ancak. Sonunu yazamadım. Yaşamak o kadar acıydı ki yazarak acımı tekrar hatırlamaya dayanamadım. Yayınevine gönderebilirdim, editör tamamlayabilirdi eksik kısımları, ama anlamadan romanım eksik kalırdı, tıpkı hayatım gibi. Romanımı anlayacak birine ihtiyacım var. Anlarsa romanım tamamlanmış olacak. Romanımı tamamlarsa ben tamamlanmış olacağım ve o zaman anlaşılmış olmanın verdiği huzurla hayatıma devam edebileceğim. Beni anlayacak birine ihtiyacım var. Biliyorum ki siz anlarsanız başkalarının da anlamasına yardımcı olabilirsiniz. Yazdıklarım, dolayısıyla yaşadıklarım saçma gelirse, yargılamaya başlarsanız beni, lütfen bu metni imha edin. Yargılanmak en son istediğim şey!” Bu satırları yazan kişi romanın ana karakterlerinden biri, yazar Gazel Mercan’dı. “En büyük derdi anlamak ve anlaşılmak olan biri,” olarak bitirir yazdıklarını.

Anlamak ve anlaşılmak hepimizin meselesi değil mi özünde?

Gazel Mercan kimdir sorusunun peşine düşen yazarın yolu bir mahkemeye çıkar. Terör saldırısından sorumlu tutulan iki gencin Şahande ve Yusuf’un masumiyetini ispat edebilmek adına Gazel Mercan’ın isteğini yerine getirmeye karar verir.

İki anlatıcı var romanda. Zaman zaman Gazel Mercan zaman zaman Şahande anlatıyor. İç içe geçen hikayeleri anlayabilmek, kurguyu kaçırmamak için tüm dikkatinizi vermeniz gerekiyor.

Anne babasına söylediği yalanı gerçekleştirebilmek için Gerçek Hayat Evi isimli reailit şov evine gizlenen Şahande. Hayatının en trajik olaylarını yaşadığı zaman diliminde, ekran başında Gerçek Hayat Evi’ni seyrederken, kendini bir anda realiti evinde editör olarak bulan Gazel Mercan. Kilo verebilecek mi iddiası ile babası tarafından cam fanusa kapatılarak bahis konusu yapılan obez İlbilge. Yine babası tarafından tüm hakları Gerçek Hayat Evi’ne devredilen Hümeyra. Yaşadıklarının intikamını almak için uygun zamanı beklerken, sokakta kalan çocukların hayatına dokunan, ne kadar istese de kötülük yapamayan ve sonunda bir kahramana dönüşen Yusuf.  Bütün karakterlerin hikayesi birbirinden ilginç başlangıçlara ve finale sahip.

Hayat hikayesinin kontrolünü başkasına devredenlerin köleye, hikayesinin kontrolünü elinde tutanların kahramana dönüştüğü bir dünya; Gerçeğin Ortasında.

Reaili şov dünyasının arka planına dair ilginç tespitlerin ve bilgilerin olduğu derin bir roman. Yazanın emeğine sağlık.

Oğuz Atay’dan esinle, “Biz buradayız sevgili yazar lütfen siz de orada olmaya devam edin.”

Gerçeğin Ortasında

Sema Karabıyık

KDY, Mart 2020

Gülin Acar

1990 yılında İstanbul'da doğdu. İ.Ü Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümünden mezun oldu. Aynı bölümde yüksek lisans öğrencisi.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir