Fısılda

Fısılda, Gülbahar Kurtoğlu’nun kalemiyle ikinci kez buluştuğumuz, kulaklarımıza umudu fısıldayan kitabının adıdır.

Kitabın en dikkat çekici yönü, sanırım, karakterlerinin olağan dışı özelliklerinin olması. Çünkü daha önce okuduğum hiçbir yazarın aşk romanında işlemediği bir konu, birbirine zıt şekilde uyku problemi olan iki insanın, birbirini tamamlayan bir aşka sürüklenmesi. Kitaptaki ana karakterlerimiz, biri uyuyamayan, diğeri uykusunda gezen ve ne yaptığını hatırlamayan iki insandır.

Kitaptan aldığımız lezzetin kaynağı, bu iki insan ve onların aşkıyla sınırlı değil tabii ki. Ana karakterlerin unutmak istedikleri geçmişlerinde, daha başka insan manzaraları da karşımıza çıkıyor. Aslında yazarımız, roman kurgusu içerisinde, ülkemizde sıkça yaşanan ama görmezden gelinen trajik konulara da dikkat çekmeye çalışıyor.

FısıldaSevgisiz, çocuklarına, kadınına değer vermeyen, acımasız bir baba bizim de canımızı yakıyor mesela. Tecavüze uğrayan, aldatılan kadınların çaresizliğinde boğuluyoruz. Kendimizi, ayrılıklar, ölümler, bunalımlar, hayattan beklentilerin kalmayışı gibi kaçınılmaz sonlarda buluyoruz. Bu geçmişle nasıl yaşanır, diye düşünürken; o an umut fısıldanıyor kulaklarımıza. Kitapta bu durum, görevi umudu korumak olan Ay Tanrıçası Selene ile sembolleştirilmiş. Özellikle romanın baş kısımlarında bu mitolojik ögelerin olması, kitabın önce fantastik bir yönünün de olduğu izlenimi vermişti bana; ama sonra anladım ki, bu sadece gerçek hayatta karakterlere umudu fısıldayan bir araç. Aşk, mitolojik dönemden beri var olan ve sonuçta sonsuza kadar sürecek olan bir insancıl his. Aşk, umudun kaynağı bir bakıma. O yüzden de Selene bu kitaba zenginlik katan ögelerden biri bana göre.

Kitabı okurken, insan ister istemez o aşkın derinine de inmek, daha fazla ayrıntı okumak istiyor; ama sanırım bazı kısımlarda bunu okuyucunun hayal gücüne bırakıyor yazarımız. Açıkçası bu da biraz tadı damakta bırakıyor.

Dili gayet sade olmakla birlikte özellikle aşkın anlatıldığı kısımlarda bazılarımız şiirsel bir tat da alabilir. Özellikle de Ay tanrıçası Selene’nin fısıltılarında görüyoruz bu tadı:

“Bazen cinsiyetim yok benim. Ne kadınım ne erkek. Hem kadınım hem erkek. Sadece insanım. Üstün, güçlü, yenilmez! Işık! Bulut! Özlem! Ben işte! Özüm bu! Aslım, astarım, bir avuç umut! Yüzümde hoş bir tebessüm, mutluyum, huzurluyum. Ben bir periyim!”

Verdiği röportajlardan da anladığımız kadarıyla, sevgili Gülbahar Kurtoğlu, bundan sonraki kitaplarında da bizlere farklı karakterlerin, her zaman herkesten okuyamayacağımız olağan dışı ama gerçek hikayelerini bize fısıldamaya devam edecek. Kendisine yazma yolculuğunda başarılar dilerim.

Fısılda
Gülbahar Kurtoğlu
Ayzıt Yayınları, 2017
Sayfa sayısı: 144

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir