“Fİ, deneyimin içinde kaybolmak yerine korkmadan deneyime sahip olmanın yolculuğudur. İçinde bolca bulunan manipülasyon, seks, aldatma ve aldanma hikayeleri belki herkesin dikkatini çekebilir ama gerçeklerden yola çıkarak ulaşılmak istenen yerde sadece farkındalık vardır.”

Böyle başlıyor Azra Kohen kitabına. Uzun bir süre kitap epey gündemde kalmıştı bunun en önemli nedeni ise dizinin kitaptan çok ses getirmesiydi. Diziyi hiç izlemedim genel karakterlerin ismi dışında kulağıma çalınan şeylerin hiçbirinde ne felsefe ne varoluşçuluk ne psikoloji ne de diğer bilgiler yer alıyordu. Bu yüzden de kitabı ne merak ettim ne de okumaya niyetlendim. Ancak bir yazar olarak (ki Azra Kohen kendini bir yazar olarak görmüyor 8 kitap yazdıktan sonra kitap yazma işini sonlandıracağını ve çiftçilik yapacağını belirtiyor) takip ettiğim, söyleşilerini dinlediğim biriydi. Epeyce araştıran ve epeyce meraklı bir kadın görüyordum. Aeden kitabından bahsediyordu birde dedim okusam okusam yani bir şans versem bu yazara Aeden’i okurum. Daha sonra Youtuber Başak Kablan ile bir söyleşisini izledim. Başak Azra’ya dizinin neden bittiğini sordu. Daha önce de bu soru gelmişti Azra Kohen’e ancak sunucular diziyi öyle övüyordu ki kadının cevabını beklemeden çok iyi olduğunu söyleyip başka bir soru soruyorlardı. Bu sefer tam manasıyla cevap verdi Azra Kohen.  Fi, bitmeseydi kendime ihanet etmiş olurdum yani kendimle çelişmiş olurdum dedi. Başak ise ama iyi para kazandırıyordu diye hepimizin kafasında ilk canlanan soruyu sordu.  Azra dizinin kitapla alakası olmayan bir hale dönüştüğünü ve çok çeliştiğini söyledi para kazanma mevzusunda ise paraya karşılık satılık olmadığını bu kararı alırken de psikolojik olarak en zor dönemi yaşadığını belirtti. İşte benim kitapların serisine başlamam da bu konuşmayla oldu.  Epey ses getiren bir dizi var epey para getirisi var epey sağlam oyuncular var yani standart olarak diziyi bitirmek tüm yönleriyle cesaret isteyen bir şeydi. İşine duyduğum saygı itibariyle ilk kitabına başladım Azra Kohen’in.

Kitaptan çıkardığım ilk izlenim şu başta belirttiği gibi insanın içinde bulunan bütün potansiyeli fark etmesi gerektiğini ve yaşamını bu farkındalıkla sürdürmesi gerektiğini söylüyor Azra. Bence bu yüzden de diziyi bitirme kararı aldı çünkü kitabın potansiyelini dizinin öldürmesini istemedi. Bu arada kitapta yer alan karakterlerin hepsi aslında gerçek olan kişilermiş yani Azra’nın arkadaşları. Kitabı yazarken de onlarla isimleri konusunda ve olayların gizliliği konusunda bilgi vermemek için bir anlaşma imzalamışlar. Hatta Can Manay karakterinde ki gerçek kişi kitabı okuduktan sonra Azra Kohen’e çok şaşırdığını söylemiş.

Fi Azra KohenFi,  duyguların son noktası yani tutkunun, aşkın, bilgeliğin, seksin epeyce ve son noktasında anlatıldığı bir kitap. İnsanın içinde bulunan duyguların her biri farklı bir karakterde hayat bulmuş ve öyle konuşuyor sanıyorsunuz. Yani hayatınızın belli döneminde Can Manay, belli döneminde Bilge karakteri bazen Duru bazen Özge bazen Deniz bazen de Ada olabiliyorsunuz. Başta belirttiği gibi “Farkındalık” noktasından birçok insanlık halini yola çıkarmış yazar. Diyaloglar epeyce sağlam özellikle Bilge ve Denizin dünyası, cevapları oldukça etkileyici.

Peki, aslında Fi ne demek?

“Fi, bir bütün parçaları arasında gözlemlenen, uyum açısından en yatkın boyutları verdiği düşünülen geometrik ve sayısal bir oran bağıntısıdır. Eski Mısırlılar ve Yunanlılar tarafından keşfedilmiş, mimaride ve sanatta kullanılmıştır. İrrasyonel bir sayıdır ve obdalık sistemde yazılışı; 1, 618033988749894…’tür. Göze güzel gelen orantıyı temsil ettiği düşünülür.”

Evet, kitabın çıkış noktası tam olarak budur. Göze en güzel orantıyı veren güzellik. Bu tartışılır bunun farkındalığı yaratılır insanda. Kimi için güzel olan gördüğü pürüzsüz bir tendir Can Manay gibi. Kimi içinse ne olduğunu bilmek ve ne kadar gidebileceğini görmektir Bilge gibi. Bu esna da sizi de düşündürür Fi, yani orantılı güzellik nedir sizce?

Can Manay: Kendi kliniği olan ünlü bir psikolog. Fi oranına tutkulu biridir.

Bilge:  Ne olduğunu bilen ve daha fazla ne olacağını merak eden, psikoloji okuyan, Can Manay’ın öğrencisi.

Duru: Konservatuvarda öğrenci ve yeteneklerinin farkında bir balet.

Deniz: Yetenekli bir müzisyen ve konservatuvarda öğretim görevlisi.

Ada: Denizin yetenekli bir öğrencisi.

Özge: Magazin basınında çalışan bir gazetecidir.

Bu karakterlerin ve daha fazlasının içinde gelişen sarmal olaylar yer alıyor kitapta. Farkındalık noktası ana tema. Kadının kendini fark etmesi olduğundan çok daha fazlası olduğunu ancak ilgilerin yanlış yönlendirildiği gibi konulardan tutunda sistem eleştirisi, seks,  sapkınlık,  tutku gibi konular bu ana tema etrafında şekillenmekte.

“Kendi nedensizliği, içinde kaybolan birinden daha kötüsü, varoluşun bir nedeni olduğunu bile fark etmemiş olandı.” Diyor Özge.

“Çatlama cesaretini gösteren tohumlar adına!” Diyor Can Manay.

“Ben ne olduğumu biliyorum ne kadar olabileceğimi merak ediyorum.” Diyor Bilge.

Ben kanayınca mı fark ediyorsun yaralandığımı, diyor Duru.

Güneş enerjisini en verimli haliyle kullanabiliyoruz ama neden güneş enerjisiyle çalışan arabalara binmiyoruz? Ya da neden hala petrol kullanıyoruz? Neden kömür çıkarmak için dünyayı deşip duruyoruz? Daha önce yapılmamış çünkü senin de dediğin gibi herkes var olan bir şeyi taklit etme peşinde. Cevap çok basit, bu daha önce yapılmadığı için yapılmamış. O kadar. diyor Deniz.

Bu hikâyenin sadece inanılmaz tarafları gerçektir, diyor Azra Kohen.

Ve böylece bitiyor Fi.

Şimdi, iyi bir hikâye ancak bittiğinde başlar diyen Çi”de.

Fi
Akilah Azra Kohen
Everest Yayınları
584 sayfa, 2018

Tuğba Ayar

"Okumak iptiladır, müptelalara selam olsun."

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir