Fareler ve İnsanlar
John Steinbeck’in okuduğum ilk kitabı olan Fareler ve İnsanlar, yazarın diğer kitaplarını okumam gerektiği intibasını uyandırdı bende. Nobel Edebiyat Ödüllü yazar, 1937 yılında ilk baskısını yapmış olan bu kitapta, o yılların Amerika’sını çok güzel yansıtmış. Yoksullar ve zenginler; hayaller ve gerçekler arasındaki trajik farkları apaçık bir şekilde gözler önüne sermiş.
Kitapta yer alan George ve Lennie isimli iki arkadaştan Lennie zihinsel özürlü, ancak buna rağmen bedensel olarak oldukça güçlüdür. Teyzesi ölmeden önce onu kendisi gibi kimsesiz olan George’a emanet etmiştir. Bir gün kendi çiftliklerini alabilme umudu ile çiftliklerde işçi olarak çalışıp para biriktirmek tek amaçları olan bu iki arkadaş, trajik hikayeleriyle sizi uzun uzun düşüncelere sevk ediyor.
Üstelik kitapta yalnızca iki arkadaşın ilişkisi değil, çiftçilerle patronlarının ilişkisi, erkeklerle kadınların birbirine bakış açısı ve doğa ve hayvanlarla insanların ilişkisi de yer alıyor. 20. Yüzyılda yazılmış olsa da kitap günümüzde de kimi gerçekleri olduğu gibi yansıtıyor. Kitabın kapağını kapattığınızda kendinizi ‘Acaba ben olsaydım ne yapardım?’ diye sorgularken buluyorsunuz.
Arkadaşlık, yoksulluk, kimsesizlik ve hayvan sevgisi gibi konuların işlendiği kitap sade diliyle okurken beyninizi bulandırmadan akıp gidiyor. Üslup açısından da hala güncelliğini koruyan kitap oldukça başarılı. Bir başyapıt olmasının boşuna olmadığını okuyunca anlıyorsunuz. Fareler ve insanlar, kısa sürede okunabilecek oldukça başarılı bir klasik.
Fareler ve İnsanlar
John Steinbeck
Çevirmen: Ayşe Ece
Sel Yayıncılık, 2016