En Güzel Ülke

“Ama gerçek En Güzel Ülke’de inanmayanlar, savaşlar, kıtlıklar, acı çekenler olmayacak. Kirlilik, şehirler ve fabrikalar da olmayacak. Tarlalar olacak, ölenler dirilecek, yaşayanlar hiç ölmeyecek ve hiç hastalık olmayacak çünkü Tanrı gözyaşlarımızı silecek. Bunu biliyoruz, zira söz verdi Tanrı.”

10 yaşındaki Judith McPherson, fabrikada çalışan babası ile birlikte bir kasabada yaşamaktadır. Annesi, Judith doğduktan hemen sonra öldüğü için annesini hiç hatırlamayan Judith’in hayatında onun için gerekli olan şeylerin listesi; kuzu eti, acı yeşillikler, ibadet etmek ve düşünemekten ibarettir. Ama onun için en önemli şey, odasındaki En Güzel Ülke’dir ve bu ülkeden babası dışında kimsenin haberi yoktur.

“Odamda bir dünya var. Benden başka kimsenin istemediği şeylerden ve eskiden anneme ait olan, onun bana bıraktığı şeylerden yapılmış bir dünya. Yapması, hayatımın büyük kısmını aldı.”

Babası ile her pazar ‘Kardeşler Cemaati’nin toplantılara giden Judith, zaman zaman bu cemaat ile birlikte kapı kapı dolaşarak dünyanın sonunun yakın olduğunu insanlara anlatmaya çalışmaktadır. Öldükten sonra ise sonsuz mutluluğun yaşanacağı, hiçbir hastalığın, kötülüğün yer almadığı, kendisinin En Güzel Ülke olarak adlandırdığı bir ülkede yaşamın başlayacağını herkese anlatmak hiç de kolay olmamaktadır. Çoğu insan onları dinlemeye yanaşmayıp kapılarını suratlarına kapatmaktadır.

Judith’in okulunda da işler pek yolunda gitmemektedir. Başta onunla uğraşan Neil olmak üzere, sınıftaki çocuklar sürekli onunla dalga geçmekten, tacize varan davranışlarda bulunmaktan geri kalmamaktadır. Onları cezalandırmak isteyen Judith ansızın kendisi ile birinin konuştuğunu hisseder ve uzun süredir duymayı beklediği bu sesin Tanrı’dan başkasına ait olamayacağına karar verir. Zamanla düşündüğü, dilediği şeylerin gerçekleşmeye başlamasını kendisinin mucizeler yaratmaya başlamasına yorumlayan Judith gücünü insanlara yardım etmek için kullanmaya karar verir. Ama işler pek de istediği gibi gitmez, çünkü düşündüğü kötü şeyleri geri alma gibi bir şansı bulunmamaktadır.

En Güzel ÜlkeAcaba, evlerine tacizde bulunan saldırganlardan, sınıf arkadaşı Neil’in başına gelenlerden, babasının çalıştığı fabrikada işlerin kötü gitmesinden ve inancını kaybetmesinden, hatta annesinin ölümünden Judith mi sorumludur?

Kaderci bir babaya ve muazzam bir hayal gücüne sahip olan Judith’inhikâyesi oldukça etkileyici bir şekilde anlatılmış kitapta. Kimsenin mucizelerine inanmaması Judith’i bir yandan kızdırırken, diğer yandan onu yeni mucizeler ile kendisini kanıtlamaya sevk ediyor. Teslimiyet, umut, karamsarlık, kaybedilen inançlar gibi birçok kavramın yer aldığı hikâyede anlatım oldukça akıcı. Bunda başarılı çevirinin de büyük etkisinin olduğu bir gerçek.

En Güzel Ülke kitabı, Oxford Üniversitesi İngiliz Edebiyatı bölümünden mezun olan yazarın ilk kitabı. Başarılı yazar bu romanı ile 2012 yılında ilk kitaplar için verilen en prestijli ödül olan DesmondElliot İlk Kitap Ödülü’ne layık görülmüş. Aynı zamanda yirmiden fazla dile çevrilen En Güzel Ülke, okuyucuya oldukça ilgili çekici bir okuma deneyimi sunuyor ve kesinlikle sahip olduğu başarıları hak ediyor. Yazarın sonraki iki kitabı henüz dilimize çevrilmemiş ancak otoritelerce oldukça başarılı bulunmuş. Yazar şu anda İngiltere’deki büyük gazeteler için kitap eleştirileri yazıyor.

“Gerçek En Güzel Ülke, dünyanın Kıyamet’ten sonra nasıl bir yer olacağını gösteriyordu. Buna Ön Canlandırma, deniyor. Babam Ön Canlandırma’nın, büyük ölçekte olacakların küçük ölçekte gösterilmesi olduğunu söylüyor. Uçarak her şeye yukarıdan bakmak gibi.”

En Güzel Ülke

Grace McCleen
Domingo Yayınları
Türkçesi: Mehtap Gün Ayral
312 Sayfa, 2018

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir