Dokunmadan – Nermin Yıldırım

“Senin o karanlık dediğin şeyden herkeste var canım. Alayı da karanlığıyla yaşayıp karanlığıyla ölüyor. Televizyonda söylüyorlardı geçen, karadelikler yakınlarındaki yıldızlardan kopan parçaları yutarak büyüyormuş. Tıpkı insanlar gibi. İnsanlar da içlerinin karanlığını, ruhunu emdikleri başka insanların aydınlığıyla besliyor. Anlasana, herkes birbirinin katili. Ama sorsan, herkes Çoban yıldızı, herkes incitildi, herkes aldatıldı. Peki, o zaman inciten kim, kim kırdı bunca insanı? Şunu kafana sok artık, kötülük bu türün hamurunda var.”

Adalet, 29 yaşında hasta olup karanlığıyla tanışıyor. Ya da sıraları farklı olabilir. Adalet kitabın isminden de anlayacağınız gibi dokunmadan yaşıyor. Genel tabirle etliye sütlüye dokunmadan, bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyerek yaşamını sürdürürken bir hastalığa yakalanıyor. Ve düşünmeye başlıyor. İlk yasak elmam, ilk günahım neydi diyerek çocukluğuna, bilinçaltında bastırdığı anılarına kadar uzanıyor. Sonra oralarda bir yerde Mahsun’u buluyor. Küçükken oyuncağını elinden aldığı garip Mahsun’dan özür dilemek için yola koyuluyor.

“Tuhaf şey kıyametinizin yaklaştığını bildiğinizde bütün anlar kıymete biniyor, hiçbirini ziyan etmek istemiyorsunuz. Ama sonra ölüm yine ırak olduğu varsayılan meçhul bir vakte ertelenince, tek yaptığınız hızla tüketirseniz çok arzu etiğiniz bir yere ulaşacakmışsınız gibi, günleri bozuk para misali harcamaya çalışmak oluyor….Galiba sahiden de her şeyin çoğu zarar. Günlerin bile. Daha az yaşasak ve bunu en başından bilsek, daha mutlu oluruz belki.”

DokunmadanBu yolculuk zannettiğinden uzun, umduğundan farklı gelişiyor. Bu yolculukta hem biz hem de Adalet kendisini, çevresini, ülkesini daha iyi tanıyor. Üstelik dünyanın en saf sevgisini de bu yolculukta buluyor.

“İki insan arasındaki ideal mesafeyi ölçemiyor, o mesafeyi nasıl kuracağımı kestiremiyordum. Çocukluğumun büyük kısmı, bana dokunmayacaklarından korktuklarıma dokunmayı reddederek geçti.”

Nermin Yıldırım’ın kalemini hep merak etmiştim ve daha ilk cümlesinden yazarın tam benlik olduğunu anladım. Sevdim, altını çizdim, hak verdim başımı salladım, utandım başımı eğdim. Düşündüm, çok düşündüm. Dokunmayanlardan mıyım, hayatım bir gün solup gitse geriye benden ne kalacak diye düşündüm en çok. Sonuçtan memnun olduğumu söyleyemeyeceğim.

Tanıtım yazısından:
“Çok istenen hiçbir şey olmaz, çok beklenen hiç kimse gelmez ve gerçek aşklar katiyen mutlu bitmez.”
Adalet, yirmi dokuz yaşında genç bir kadın. Hayata ve insanlara dokunmadan, ne mutlu ne mutsuz, öylesine yaşayıp gitmektedir. Ta ki doktoru, ölümcül bir hastalığa yakalandığını söyleyene dek…

Hastalığı için kendini suçlayan Adalet, hayatını didik didik ederek, ilk günahını, masumiyetini kaybettiği ilk gerçek suçunu bulmaya çabalar. Bu uğurda çıktığı yolda kendiyle de, içinde yaşadığı ülkeyle de yeniden tanışacaktır.

Dokunmadan, kahramanın hayatı sorguladığı, değişimi yaşadığı ve belki de aşka rastladığı sürükleyici bir yolculuğa davet ediyor okuru.

Dokunmadan
Nermin Yıldırım
Hep Kitap
320 sayfa, 2017

Ayşe Ayhan

Hiçbir zaman bir insanı tek bir sıfatla belirlemenin doğru olduğuna inanmadım. Matematik öğretmeni, yazar, astronom, kitap yorumcusu, blogger, kahve sever, bol okur. Yazmaya değer bulduğum her şeyi kitapcafe.com da bulabilirsiniz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir