Cevdet Bey ve Oğulları

Orhan Pamuk, 2006 yılında Nobel Edebiyat Ödülünü kazanarak bu ödülü alan ilk Türk olmuştur. Romanları altmıştan fazla dile çevrilmiş bir yazarımızdır.

Cevdet Bey ve Oğulları romanı üç kuşağı anlatır.

İlk kuşak Meşrutiyet Dönemi’ne denk gelir. Cevdet Bey’in dönemidir bu dönem. Kendi annesi ve babasının, kardeşlerinin olduğu dönemdir. O zamanlar yaşadıklarını, eşi Nigan Hanım ile nasıl tanışıp evlendiğini ayrıca ticarete nasıl başladığını, işlerini büyütmeye çalışmasını ve kendine batılı bir aile kurmak istemesini tüm ayrıntılarıyla anlatır.

İkinci Kuşak, Cumhuriyet Dönemi’dir. Cevdet Bey’in çocuklarının yaşadığı dönemdir. Artık aile ile birlikte dönem de siyasi ve sosyal olarak değişir, gelişmeye çalışır. Bu dönemde Cevdet Bey kendine kocaman bir aile kurmuş, çocukları büyümüş kendi ailelerini kurmuştur. Her birinin tek tek neler yaşadığını, neler düşündüğünü, modernleşme çabalarını yine modernleşme yolunda ilerleyen Türkiye ile birlikte okura sunar.

Üçüncü kuşak ise bir darbe geçirmiş, ikinci bir darbe bekleyen Türkiye devrinde, Cevdet Bey’in torunlarının yaşadığı dönemdir. Evet, ortak nokta hep Cevdet Bey olmuştur. Resimleri her yerdedir, kendi olmasa bile gözleri diğer kuşakların üzerindedir. Etkisini hiç yitirmemiştir. Bu dönemde artık Cevdet Bey’in torunları anlatılır. Daha çok torunu Ahmet üzerinden hikaye devam eder.

Roman, Doğu-Batı arasında kalmışlığı, yaşanan karmaşayı anlatır bizlere. Her karakter kendi içerisinde mutlaka bu ikileme düşmüştür. Gelenekçilik ve modernlik arasında kalınmıştır. Her ikisine de ulaşamamanın, her ikisine de tam manasıyla ait olamamanın kişilerin içinde oluşturduğu boşluğun ve sürekli devam eden arayışın tablosunu çizmiştir bize yazar. Başlıca noktalardan biridir “bir şeyler yapma ihtiyacı.” Her kuşak mutlaka bunun üzerinde yürümüştür kendi yoluna. Bulundukları durum yetmemiştir hiçbirine. Hep daha fazlasını yapmak gerekir onlar için. Sıradanlık değil, farklılıktır istenen.

Yazar tüm bu anlattıklarını adeta resim çizer gibi vermiştir bizlere. Her şeyi en ince ayrıntısına kadar anlatmıştır. Bir oda içersinde nerede ne var çok rahat göz önüne getirebiliriz mesela… bu durum, başlarda yazarın fazla ayrıntıya girmiş olduğunu düşündürse de okudukça verilen ayrıntıların dönemi daha iyi anlamamıza katkı sağladığını fark ederiz. Dönemi biz yaşarız.

Roman yazarın kendi hayatından, çevresinden de izler taşır. Birçok karakteri etrafında gerçekten yaşamış kişilerden seçmiştir. Bu belki de ilk romanı olmasının vermiş olduğu bir şeydir kim bilir…

Evet öyle olaylar olaylar üzerine kurulmuş bir kitap değil Cevdet Bey ve Oğulları. Yavaş yavaş ilerler. Durağandır fakat dil ve üslubu çok güzel bir eserdir. Yazar siyasi, sosyal ve psikolojik konuların hepsini zekice harmanlamıştır romanında. Bize de okuyup bu zevke varabilmek kalmıştır…

Keyifli Okumalar.

Cevdet Bey ve Oğulları
Orhan Pamuk
Yapı Kredi Yayınları
644 sayfa, 2016

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir