Casus
“Fahişe olabilirim. Ama asla casusluk yapmam.” Diyen bir kadın olan Mata Hari, nasıl olur da Fransa’da casusluk yaptığı gerekçesiyle idam edilir? Belki de casus değil, sadece meraklı ve ilgiyi üzerine çekmeyi seven, erkekleri parmağında oynatan bir kadındı.
“Yanlış devir de doğmuş bir kadınım ben, hiçbir şey düzeltemez bunu. Gelecekte hatırlanacak mıyım bilmiyorum ama şayet hatırlanırsam mağdur olarak değil, cesur adımlar atmış ve ödenmesi gereken bedeli korkmadan ödemiş biri olarak görülmek istiyorum.” Diyen Mata Hari gerçekten de günümüzde yaşadığı devre kafa tutan, cesur bir kadın olarak düşünülmektedir.
Yazar Paulo Coelho, ülkemizde birçok kitabıyla tanınmakta ve hatırı sayılır bir hayran kitlesi bulunmaktadır. Yazar, Mata Hari’nin avukatıyla olan yazışmalarından yola çıkarak kurgu bir roman oluşturmuştur. Okurken zaman zaman acaba bunlar gerçekten oldu mu yoksa yazar Mata Hari’yi tutkulu bir kadın olarak mı göstermeye çalışıyor, diye sorguladığım oldu.
Mata Hari, avukatına vasiyet olarak bıraktığı mektupların kızına ulaştırılmasını istemiştir. Gerçekte kim olduğunu ve yaşadıklarını kızının bilmesini istemiştir.
Mata Hari, kendiyle ilgili gerçeği anlatırken şu satırları dile getirmiştir.
“İdamıma , o saçma casusluk iftirası yüzünden değil, hayalini kurduğum kişi olmayı seçtiğim için karar verildiğini hepimiz biliyoruz; hayallerin bedeli hep yüksek olmuştur… Hep peşinden koştuğum buydu zaten: özgürlük.. Mösyö Clunet, Almanya, Fransa ve hatta Rusya gibi ülkelerin, kendilerine casusluk yapacak insanları seçerken sürekli halkın gözü önünde olan birini tercih edeceklerine siz gerçekten inanıyor musunuz?”. Çünkü Mata Hari, yaşadığı ülke Hollanda’dan, Fransa’ya kaçak olarak gelip adını değiştirerek kendini mistik danslar yapan biri olarak tanıtmış ve danslarıyla ülkede tanınan biri olmuştur. Ünlü tiyatro sahnelerinde dans etmiş, dönemin ileri gelen adamlarının kimi zaman sevgilisi, kimi zaman metresi olmuştur. Hangi ülkeye giderse gitsin fettanlığı ve danslarıyla tanınan, dönemin moda ikonu biri olarak bilinen bir kadındır.
Gerçekleri bilen belki de tek kişi olan avukatı Mösyö Clunet ise “ Siz sanık sandalyesindeyken yalanları söyleyen onlardı, bense halkın gözünde inanılırlığını yitirmiş birini savunmaktaydım… Aslında kendime yazıyorum bu mektubu, akla hayale gelebilecek her şeyi yaptığıma kendimi inandırmak için… Suçunuz kadın olmak, hatta suçların en büyüğü , özgür olmak, insanların karşısında soyundunuz, ne büyük günah, en tehlikelisi de itibarlı erkeklerle ilişkiye girmek…” diye yanıt vermiştir kendi mektuplarında.
Mata Hari, idam edildikten sonra gövdesi kimsesizler mezarlığına, başı ise sergilenmek üzere Anatomi Müzesine götürülür. Bir süre sonra da oradan çalınır. Bir devrin en çok konuşulan kadını olan Mata Hari, gerçekte kimdi? H21 kodlu Alman Casusu mu? Mata Hari adından bir dansçı ve fahişe mi? Yoksa sıradan bir ailenin sıradan bir kızı olan Margarathe Zelle mi? Kimbilir…
Casus
Paulo Coelho
Can Yayınları
152 sayfa, 2016