Çakıcı’nın İlk Kurşunu

Hiç kuşkusuz Türk Edebiyatının en önemli yazarlarından Sabahattin Ali’nin ölümünden sonra 1997’de kızı Filiz tarafından bir sandıkta bulunan ve daha önce yayınlanmamış 3 kısa 1 uzun öykü, 3 perdelik bir opera 11 şiir ve 8 adet yazının toplandığı kitap 2002 yılında ‘Çakıcı’nın İlk Kurşunu’ adı ile raflarda yerini almıştı. Diğer Sabahattin Ali kitapları ile aynı şekilde Yapı Kredi Yayınları imzası taşıyan kitapta Sabahattin Ali tarafından yapılmış çizimler ile birlikte ileride yazmayı planladıkları da yer almakta.

Kısaca yazılardan bahsetmek gerekirse; ilk yazıda bir arkadaşının yazdığı bir aşk mektubu yer alıyor. Okurken hüzünlendiğimi söylersem yalan olmaz. Ardından gelen ‘Bir Hakikatin Hikayesi’nin ise yazarın özel hayatından bir bölümün hikayeleştirilmiş olduğu ve bu yüzden yayınlanmamış olduğu düşünülüyor. Öyküde ise bir öğretmenin öğrencisine olan aşkı anlatılıyor. Tamamlanmamış bir hikaye olan ‘Barsak’ta bir otobüs yolculuğu anlatılıyor. Kitaba ismini veren hikaye ‘Çakıcı’nın İlk Kurşunu’ üzerine çokça konuşulup yazılmış Aydın’da yaşamış ünlü bir eşkiyanın Ali üslubu ile yeniden yazılmış hali yer alıyor.

İlerleyen sayfalarda 3 perdelik opera olarak yazılmaya başlanmış ancak taslak halinde kalmış tanıdık bir öykü ‘Kağnı’ çıkıyor karşımıza.

Yazmayı düşündüğü yazıların kısaca verilmiş içeriklerinin ardından Ali’nin yaptığı konuşmalar ve yazdığı yazılardan 8 tanesi geliyor. Son olarak Sabahattin Ali imzası taşıyan kurbağa temalı resimler ile kitap sona eriyor.
Dili biraz ağır olsa da bu ağırlık eski kelimelerin bol kullanımından kaynaklanıyorancak Sabahattin Ali severlerin mutlaka okuması gerektiğini düşünüyorum. Yazarın gizli kalmış yazıları ve yönleri ile tanışmak her Sabahattin Ali sevdalısını mutlu edecektir. Kitap ile tek bir uyarım olacaktır ki; yazarla tanışmaya uygun bir eser olduğunu düşünmüyorum.

Kitapta yer alan en sevdiğim alıntı ile sözlerime son veriyorum:

“Kadın bir erkeğe varmaz, kadın bir erkeğe verilmez ve bir erkek bir kızı almaz, (almak, vermek) bu tabirler kadını kıymetten düşüren, ona ahkar (en hakir) mahiyeti veren şeylerdir ve her şeyden evvel bu zihniyeti kadınlarımız kafalarından çıkartmalıdır; bilmelidirler ki iki cins birbirleriyle hayatlarını birleştirirken yuvaya getirdikleri aynı kıymette şeylerdir ve koca mal sahibi değil, ortak, hayat ortağı demektir. bu hukuk müsavatı kadınlarımızın şuurunda yer ettikten sonra onların kuvvetli ve hakiki bir insan olmak için dimaği ve fikri sahada da yükselmek isteyecekleri tabiidir.
Memleketimizin kadın ve erkeklerini, biri diğerini sürükleyen ve taşıyan değil, el ele ve aynı tempoda yürüyen iki mahluk olarak göreceğimiz günün uzak olmamasını dilerim. bu kadar efendim.”

Tanıtım Bülteninden:

Ben hayatta herkese karşı lakaydımdır… Bu bende sevmek hissinin mefkudiyetinden değil çok fazla oluşundandır. Ben sevdiklerimi köpek gibi severim yavrum… Zelilane severim.”

Şiir, hikaye ve romanlarında, tanımlamakta güçlük çektiğimiz kimi duyguları ustalıkla anlatan; insanı, gücü, zayıflığı ve zaaflarıyla bir bütün olarak kavrayıp ödün vermez bir gerçekçilikle yansıtan Sabahattin Ali, “sandığındaki” belgeler arasından derlenen hikaye, şiir ve yazılarıyla ilk kez okur önünde!

Çakıcı’nın İlk Kurşunu
Sabahattin Ali
Yapı Kredi Yayınları
148 sayfa, 2016

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir