Benimle Mitoz Bölünür Müsün?

Benimle Mitoz Bölünür Müsün?: 45 başlık altında toplanmış derleme ve hikâyelerden oluşan bir kitap. Kitap adından da anlaşılacağı gibi birbirine benzeyen hayatlarımız, dış görünüşümüz, davranışlarımız, sosyal medya ve gündem gibi hayatımızın tam ortasında olan aynılaşmayı esprili bir dille gözlemlere dayalı olarak anlatıyor.

Bencil olmayın “Ben Dilini” kullanın!

Kitap “Ben Dilini Konuşmak, Terapist ve Karım” başlığı altında başlıyor. Evliliğini kurtarmak isteyen adam bir terapistin “ben” dilini kullanın demesiyle bir anda aydınlanıyor. Yere göğe, hayvanlara hatta Birleşmiş Milletler’den tutun da uzaylılara kadar “ben” hitabıyla başlayarak karmaşaya son vereceğini düşünüyor. “Ah bu ‘Ben’ler, ‘Sen Zaten’in Ben’cilleştirilmiş hali.” Karşımızdakine “ben” dediğimiz zaman suçlu, “sen” dediğimiz zaman mağdur hallerimiz… Ben dili “Sen” diye eleştirmediğimiz çoğu zaman işe yarıyor. “Ben” öznesi sen ne büyükmüşsün! Bencil olmayın “Ben Dilini” kullanın!

Özgüvenimiz yok ama özçekimimiz tam!

Kitapta çığ gibi büyüttüğümüz sosyal medya da ele alınmış. Hani o hepimizin çok mutlu olduğu, hepimizin çok güzel işler başardığımız boy boy fotoğraf ile tanıdıklardan değil de gerçek adını bile bilmediğimiz yabancılardan beğeni bekleyen hallerimiz… İnsan düşünüyor; gerçeği göstermek ve görmekten bu kadar çaresiz miyiz? Özgüvenimiz yok ama özçekimimiz tam! Özçekim yenilikler getirmedi değil, önceden “Ay beni çekme!” derken şimdi şuh bakışlı dudak büküşlü fotoğraflarımızı eksizsiz bir filtreyle yayınlayıp modaya uymadık mı? Öyle bir ihtiyaç içindeydik ki öyle bir kendimizi gösterme meraklısıydık ki haberleşme aracı telefonlara bile kamera istemedik mi? Arka kapakta duran kamerayı güzel suratımız göstermek için yetersiz kalınca bir de ön kamera olsun demedik mi? “Maksat paylaşım canım, yoksa kendimizi gösterme meraklısı değiliz” diyerek kendimizi kandırmadık mı?

Yavaş yavaş mitoz bölündük işte, aynılaşıyoruz. Farklı olanı kabul etmekte zor artık bizim için!

Benimle Mitoz Bölünür Müsün? ile ilgili görsel sonucu 399 × 600Görseller telif hakkına tabi olabilir Benimle Mitoz Bölünür Müsün? Montaigne’nin denemeler adlı kitabını okudunuz mu bilmiyorum ama İsmail Pişer’in anlatımı, konu başlıklarına ayırması, önemli bilirkişilerin sözlerini örnek vermesi, kendi yorumunu katmasıyla bana onu anımsattı. Montaigne’nin aksine kendine özgü esprili dili ile hayat algısını, gözlemlerini ve düşüncelerini kâğıda dökerek ölümsüzleştirmiş.

Terapistlerde çözüm bulma çabamız, sevgilinin yüzüne söyleyemediklerimizi terk edilişin ardından mektup yazıp dürüstçe yazmamız, sosyal medyayı hayatımıza bağlamamız, marketteki güzel yürekli çocuk kadar olamayışımız, doksanlar kuşağı açılımı, ipek böceği gibi olan hayatımız, tv programları, diziler ve hatta çizgi filmler de bile bize dayatılan görsel hayat; hepsi İsmail Pişer’in gözünden bize anlatılıyor.

Evet, okurken gülümsüyoruz; ama bu anlatılanlar tanıdık, çünkü hepimiz yapıyoruz. Durmadan mitoz bölünüp çoğalıyoruz, aynıyız. Hayatımızdan da gayet memnunuz farklı bir hücre olmayı dışlanmak olarak kabul ettiğimizden beri sürü psikolojisine takılı kalıyoruz. Bende yapıyorum, sende yapıyorsun, o da yapıyor!

Gerçeklerin yüzümüze vurulması ne kadar acı. Ama yazar bize acımıyor. Zaten bizde gerçeği bir başkasından duymadığımız zaman kabullenemiyoruz. Yine de keyifle okudum kitabı: dobra anlatımı, altı çizilesi cümleleri, iyi ki yazdıkları var kitapta…

Hiç alıntı yapmamışım, en sevdiğim bir bölümden ekleme yapmadan gitmek olmaz.

“Mülteci Ruhla Davetlidir


“itina ile hazırladığım listeye harfiyen uyarak iki tane sağcı, iki tane solcu, iki din adamı, iki paralel yapı üyesi, iki tane eylemci, iki tane polis, iki aktroll, iki tane cinsel iktidarsız, iki tane atanamayan öğretmen, birer tane de Melih Gökçek ile Tuğçe Kazaz kapıp tekneye yükledim. Artık gözüm arkada kalmayacaktı. Yola çıkmaya hazırdım. Tekneyi ivedilikle suya indirdim.

Tekne suya iner inmez batmaya başladı. Belli ki kapasitesinin üzerinde ağırlık taşıyordu. İşin kötüsü akıntı bizi derinliklere sürüklüyordu. Hepimiz dehşet içindeydik ve herkes birbirini suçluyordu. Ufacık teknenin içinde sağcı solcunun boğazına sarıldı, polis eylemcilerle kapıştı, Gökçek tekneyi paralel yapının batırdığını belirtti, paralel teröristler kendini savundu, cinsel iktidarsızlar havaya ateş açtı, din adamlarının son dualarını kimse umursamadı, Tuğçe Kazaz konuşunca ise herkes dikkat kesildi.”

Benimle Mitoz Bölünür Müsün?

İsmail Pişer
Cinius yayınları
176 sayfa, 2017

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir