Benim Şarkım
Müziğin evrenselliği ve kudreti artık tartışılmıyor. Ve hatta insanlık tarihi kadar eski olup olmadığı da. Müziğin ritmik seslerden meydana gelen bir ses topluluğu olduğunu biliyoruz ama “müzik” dendiğinde bu tarifi düşünmeyiz bile. Müziğin önemi ve değeri, hiçbir şekilde ne tarifindedir ne de oluşturuluş şeklinde. Müziği değerli kılan hassa; dinleyicisine hissettirdiği duygulardır. Müziği çeşitli yapan husus da budur.
Ünlü Fransız Şair Baudelaire’e ait çok güzel bir söz var; “Her nerede değilsem, orada mutlu olacakmışım gibi gelir.” Böyle hissedip, olmadığınız ama olmak istediğiniz yere gidip, mutluluk tecrübe etmek, mümkün müdür? Evet mümkündür ve bunu size sadece müzik yaşatabilir. Bir melodi, sizi oturduğunuz yerde, çok uzak diyarlara hatta hayal alemlerine götürebilir. Notalar işte böyle sihirli bir güce sahiptir. Onlarla şimdi bulunduğunuz zamanda tayy-i mekan yapabileceğiniz gibi, kimi zaman da geçmişin sokaklarında gezinir, kuytularda gizlenmiş hatıraları bulursunuz. Müziğin tesir alanı neredeyse sınırsızdır. Daha doğru bir ifadeyle sınırları zorlar, tesirini inkar caiz değildir.
Notaların sınırlara taşıdığı yürekleri ve tesirine uğramış kalemleriyle, notalara kelimelerle vücut vererek çıktıkları ruhsal yolculuklarına bizleri ortak eden 13 güzide yazarımızın kalemlerinden çıkan bir eser Benim Şarkım. Bu eserde, birbirinden farklı müzik eserlerini yine birbirinden farklı kalemlerden okuyoruz. Dinlenen bir eseri okunur kılma yolunda farklı tarzlar benimsemiş olsalar da, kitaptaki yazarların ortak bir noktası var: Onlar bu ülkenin öykücüleri. Farklı yaşlar da olan bu yazarlarımızın, doğal olarak farklı dönemlerde yaşamış olmalarından kaynaklanan çeşitliliği, okuduğunuz her satırda fark edeceksiniz.
Kültür Sanat Yayıncılığına başlayan köklü bir yayınevinin böyle bir eserle bu kulvara adım atması manidardır. Müziğin birleştirici ve evrensel yönüyle, kalemin kudretini bir araya getirmek esasından yola çıkılmış bu projede yer alan yazarlarımızı farklılıklarına rağmen ortak bir paydada buluşturan bu güç yine müziğin kudretidir. Geçmiş ile gelecek arasına bağlayıcı olması umuduyla atılan bir düğüm olarak kalacak bir eserle karşı karşıyayız. Bu eseri bitirdiğinizde, hikayelere ilham olan besteleri birer birer dinleyeceksiniz. İhtimal dahilindedir ki, bazı eserleri de ilk kez dinleyeceksiniz. Ve daha sonrasında ise belki de kitabınızın arka kapağını kapattığınızda, bu hikayelerin verdiği ilhamla yeni şarkılar yazılmalı gerektiğine kani olacaksınız.
Cihan Aktaş – Misafir Odası
Bülent Ata – Beyaz Elbise
Fatma Atıcı – Altın Kafes
Ahmet Büke – Tatyos Efendi’nin Uşşak Şarkısı ile Büyüyenler
Zeynep Delav – Ölüyorum Kederimden
Sedat Demir – Zippo J03
Esra Demirci – Yalan Yanlış Aynalarda
Melike Günyüz – Mavi Kanepe
Fatma Akkubak İşler – Ya Evde Yoksan?
Yıldız Ramazanoğlu – Selma’nın Yükselen Yıldızı
Güray Süngü – Evvel Ahir, Batın Zahir
Yunus Emre Tozal – Adını Sen Koy
Sadık Yemni – Şarkımı Geri Aldım
Benim Şarkım
Erdem Yayınları
142 sayfa, 2015
Sevinç Üney Şahin