Belki Bir Gün Uçarız

“yeteri kadar öldükten sonra, dedim, ben de onun gibi hep güleceğim.”

Bazı kitapları okuduğumuzda kitap okuyormuş gibi değil de sanki birinin günlüğünü okuyormuşuz ya da yeni biriyle tanışıyormuşuz gibi oluyor. Onun yazmaya ihtiyacı varmış onu biri dinlemezse ölecekmiş gibi hissediyorsunuz. Sonra o başlıyor anlatmaya siz başlıyorsunuz dinlemeye. Evet, sanırım doğru kelime bu bazı kitaplar “dinlemek” için yazılıyor gibi.

Belki Bir Gün UçarızAylin Balboa, Belki Bir Gün Uçarız ilk kitabı. Kısa yazılardan oluşuyor kitap yani kısa kısa onun anlatmak istedikleri var. Öyle gelişigüzel, dağınık gibi duruyor ama kendi yaşamından bakınca içi dolu söylediklerinin. Bir ayvanın televizyon üzerindeki duruşuna biz bir anlam veremeyiz belki ama bir anne ve bir kardeş verebilir pekâlâ. Sonra siz de anlam vermeye başlıyorsunuz ve böylece yazarla tanışma süreciniz de başlıyor. Aşkından, deliliğinden, tımarhane notlarından, ayvadan, tavandan, kardeşinden, doktorundan… Öylece anlatıyor. Ama bir şeyi fark ediyorsunuz o anlatırken geçmişi daha güzel anlatıyor.

Yeni bir arkadaş dinlemek isterseniz “Belki Bir Gün Uçarız” buna hazır.

Belki Bir Gün Uçarız
Aylin Balboa
İletişim Yayınları
316 sayfa, 2014

Tuğba Ayar

"Okumak iptiladır, müptelalara selam olsun."

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir