Başka Bir Dünya Mümkün ve Gerekli
“Başka bir dünya mümkün ve gerekli” bunlar filmin yönetmeni Ken Louch’un Altın Palmiye’yi alırken söylediği sözleri. Bana göre I Daniel Blake filmini en iyi özetleyen cümlelerden biri.
Sosyalist yönetmen yine yapacağını yapmış ve işçi sınıfının yaşadığı zorlukları bize sinema diliyle anlatmayı başarmış. Sürekli olarak çalıştığı senarist Levarty ile birlikte seyirciyi düşünmeye sevk eden bir film çekmiş. Film bittiği zaman herkes kendisine ait bir parça bulduğunu fark edecektir; çünkü, filmin içerisinde yaşananlar bizim dertlerimiz ve sorunlarımız. Çözümsüzlükler, bizim çözümsüzlüklerimiz. Daniel belki de biziz, belki ailemizden biri ya da yoldan geçen yaşlı bir amca.
Dave John öyle güzel oynamış ki rolünü çaresizliğini iliklerime kadar hissettim. Onunla birlikte çıkmazın içerisinde çırpınıp durdum. Yeri geldi onun dökmediği gözyaşını döktüm.
Daniel Blake, Newcastle’da marangozluk yaparak hayatını devam ettirmektedir. Ancak bir kalp krizi geçirir ve doktoru ona iş göremez raporu verir. İşte, Daniel bu noktadan sonra yavaş yavaş çıkmaza girmeye başlar ve hayat standartları bir anda değişir. Çalışamadığı için devletin kurumlarına başvurmak zorunda kalır ve sistemin başarısızlığıyla karşı karşıya kalır.
Hepimizin başına gelen bu değil midir aslında? Sistem asla bize yarar sağlayacak şekilde işlemez. Devamlı önümüze engeller koyar ve pes etmeden bu engelleri aşmamızı bekler, ancak o sırada yaşadığımız zorluklar kimsenin umurunda olmaz.
Bir kuruma telefonla bağlanmak için saatlerce beklediğimiz çok olmuştur. Bizim için çok önemli olan bu konuşma karşıdaki için o kadar da mühim değildir aslında. Ya da onlarda sistemin içerisine sıkışıp kalmıştır bu yüzden yardımcı olamazlar bir türlü.
Günlük hayatta yaşadığımız her zorluğu yönetmen, bize Daniel Blake sayesinde anlatmayı başarıyor. Hangi ülkeye giderseniz gidin sistem hep aynı şekilde işliyor. Asla kurumda muhatap olabileceğiniz birilerini bulamıyorsunuz çünkü herkes kendi işiyle o kadar meşgul ki sizin varlığınızdan haberdar bile değil. Yani devletlerin bize sundukları çözümler aslında çözümsüzlük üzerine kurulu.
Yaşadığımız ortam tamamen bizi yabancılaşmaya zorluyor. Kapitalizm öyle bir noktaya gelmiş ki bir saniye kafamızı kaldırıp soluklanmaya vakit bulamıyoruz. Eğer soluklanırsak bu hayatın karmaşasında girdaba kapılıp yok olup gideriz. Çaresiz birini gördüğümüz zaman ona ayırabileceğimiz bir beş dakikamız bile yok.
Daniel Blake öyle muhteşem bir filmdi ki yaşadığımız her anı sorgulamamıza sebep oluyor. Hani, bir film izledim hayatım değişti, derler ya işte bu film hayatın karmaşasına bakış açınızı değiştiriyor.
İşçi sınıfının aranan yönetmenlerinden olan Ken Louch evrensel bir konuyu herkesin kalbine dokunacak şekilde anlatmış. Sistem eleştirisini, insanların birbirlerine yabancılaşmalarını, kapitalist düzeni, bürokrasi de yaşanan zorlukları mükemmel oyunculuklarla birlikte izlemek istiyorsanız film tavsiyemdir.
I, Daniel Blake
Vizyon Tarihi:30 Aralık 2016
Yapımı: 2016 – İngiltere , Fransa
Tür: Dram
Süre: 100 Dak.
Yönetmen: Ken Loach
Oyuncular: Dave Johns, Hayley Squires, Colin Coombs, Micky McGregor