Ayrışan Familyanın Tükenen Tarihi

TDK: İnsan: Toplum halinde bir kültür çevresinde yaşayan, düşünme ve konuşma yeteneği olan, evreni bütün olarak kavrayabilen, bulguları sonucunda değiştirebilen ve biçimlendirebilen canlı.

Dünyanın dil aracılığı ile insanın yarattığından bahseder Nietzsche. Fakat bu yaratımın farkında olmadığımızdan ne mutlu ne de gururlu olabildiğimizi ekler. Ne çelişkilidir ki kendi tanımını yaratan insan kendi yarattıklarını sorgulamakla yükümlü kalmıştır. Hâlbuki insan kendisine ait tanımının gerçekliğini bilemeyecek kadar uzaktır kendine. Yani doğamız gereği demek isterdim, çünkü doğası gereği doğayla uyuşamayan tek canlı insandır.

Doğanın dengesinin merkezinde insan yok. Bu sebeple doğadan kopmamak için tüm bu zıtlıklardan güç alan tek kesim de insan değil mi?

‘Kendi varoluşunu anlamlandır’; der Heidegger.

‘Tanrı acaba benimle ne kastetti’; der, Kierkegaard.

Bu cevaplar aynı zamanda bir soru niteliği de taşımaktadır. Kalemi elinde tutan insan kalemini kendine yönlendirmelidir. Bir canlı kadar varoluşunu tamamlamalıdır insan. Şöyle ki ‘Türler, şayet aynı zaman ve mekân içinde, olması gereken noktalarda bir araya gelmezlerse, yok oluyorlar.’ Çünkü canlılar kendi bilinçleriyle varlıklarına ulaşıyorlardı, yok olma sebepleri bile kendi varlıklarını tamamlayışlarındandı. İnsan ise kendi iktidar duyguları yüzünden katliamlara neden oluyordu. Yani canlılar bir araya geldikçe varlık sağlıyorlar bizler bir araya geldikçe yok oluyorduk. Ve tüm tarihte yazılanların aksine insan bunu kendi varlığının bilinci ile değil kendinde bulunan tek bir benin egoizmi ile yapmıştır. İnsan benliğinin tamamını ne hiçe dönüştürebilmiş ne de onunla yüzleşebilmiştir. Kendi doğasının iktidarlığını dünyanın merkezine kurduğunda asıl doğanın hâkimiyetini eritebilmek adına her devirde doğaya savaş açan tek canlıdan bahsettiğimizde onun yok olma pahasına yok etme arzusunu görebiliyoruz. Bu arzunun hâkimiyetine öyle inanmışız ki iktidar dürtüleri olmayan diğer canlıları tarih kalemine almamışız.

Onlar ise doğayı bölüşmüşlerdir. Hiçbiri bir diğerine sınır çizmemiş farklılıklarını yadsımamış bir bütün şeklinde yaradılış tanımının dışında tanımlara ihtiyaç duymamıştır. Dünya ile bütünleşmiş yaşam kaynaklarını doğadan almış ve bugüne dek o düzen eşiğinde yaşamını sürdürmüştür. İnsanlar ise diğer canlıları da doğayla ayrıştırmaya yeltenmişse de hiçbir zaman bu savaşı kazanamamıştır. Canlıları önce sınıflara ayırmayı denemiş ama canlılar bu ayrılıkların egoist deneyine denek olmayacak kadar bütünleşmişlerdir.

Sanılanın aksine dünyanın tarihini insanlar değil diğer canlılar yazacaktır. Çünkü insan doğada kendinden ayrışan tek canlıdır. İnsan doğanın parçası olan insan familyası altında bütünleşemediğinden ayrışacaktır.

İnsan isminden ölecektir.

 İnsan ırktan yok olacaktır.

Ve yüzyıllar sonra insandan geriye sadece insan kalmayacaktır. Dünyaya tek mirası dinozorların tarihini yazmak olan insanın tarihini yazacak olan canlılar dinozorlarla insan tükenişini aynı başlık altında ele alacaklardır. Ayrışan familyanın tükenen tarihi başlığı ile.

Kalem de doğanın olacaktır, ödül de.

Tuğba Ayar

"Okumak iptiladır, müptelalara selam olsun."

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir