Asuman – Bülent Ata
“Asuman eskiden bizim mahallede otururdu.”
“Asuman mı? Adını değiştirmiş galiba, bizim Neriman bu ayol”
“Mehmet amcanın kızı değil mi bu, adının Asuman olduğundan emin misiniz?”
Evet Asuman sizin komşu kızınız, kardeşiniz, kardeşinizin arkadaşı, bakkal Rüstem amcanın kızı. Asuman ” Bir deli kız” ; deliliği de, cana yakınlığı da kendisi kadar tanıdık.
Bülent Ata’nın, televizyonculuğun da etkisiyle, bir mini dizi havasında yazdığı bu mizah kokan eseri “Asuman”, Erdem Kültür Yayınlarının arasındaki yerini aldı. Büyük küçük herkesin zevkle ve bir çırpıda okuyacağı eserde, Asuman üzerinden, tipik bir Türk ailesinin hayatından kesitler sunuyor bizlere. Bülent Ata, faklı bir yazım şekliyle, neredeyse tamamı diyaloglarla örülü bir hikaye sunmuş bizlere. Uzun bir hikaye bu, bakmayın siz Bülent Ata’nın kısa kestiğine; sonunu yazmayı bizlere bırakmış. Gönlünüze göre tamamlayın der gibi.
Asuman, başına sık sık dertler açan, zeki ama farklı bir zekaya sahip, üniversite mezunu olmasına rağmen bir türlü iş bulamamış (belki bulmak istememiş), o kurs senin bu kurs benim dolaşmış, 25 yaşlarında pek te aklı başında olmayan bir kızdır. Uzun yol şoförü bir baba, çilli bir tavuğu olan ve ona en az Asuman kadar değer veren bir anne, iki abi ve bir kız kardeşe sahip Asuman. Anne babasıyla birlikte yaşayan, ama artık kendine ait bir yuva isteyen bir genç kız. Bu isteği şöyle ifade ediyor Asuman: “Neden kimse beni kebapçıya götürmez? Neden salep içmeye gidemeyiz? Neden instagram profilinde sevdiğim bir oğlanın silüeti gözükmez? Facebook’ta ilişki durumum neden hiç değişmez? Akşam kafede oturup nargile içerken, omuzuma şal getirecek bir garson olmasın. “Benim ki” olsun ve öyle uzatmadan evlenelim. Kendi evim olsun, kira olsa da olur.”
İşte böyle, Asuman evlilik hayalleri kurar ama kime niyetlense, felaketler zinciri birbirini kovalar ve her kısmet teşebbüsü hüsranla sonuçlanır. “T” harfiyle başlayan ismi olan erkekler favorisidir. Günlerden bir gün Talip’le tanışır; minübüs şoförü Talip. Olaylar öyle gelişir ki, her kavşakta karşılaşırlar. Talip, her ne kadar Asuman’ı bir başbelası olarak görse de, bu yakınlaşma kaçınılmaz bir hal alır. Dahasını söylemeyelim artık, Asuman bu sonu belli olmayan yolların yolcusu o, neler yaşayacğını tahmin etmek zor.
Kitap genel hatlarıyla böyle; anlaşılacağı gibi mizah ağırlıklı bir eser. Mizah, sanılanın aksine çok zor bir kulvardır. Bir trajedi ya da drama yazmak çok daha kolaydır. Kısaca “İnsanları güldürme sanatı” diye tanımlanan mizah sanatını, “sanat” ifadesinin yüklediği sorumlulukla yerine getirebilmek ciddi bir marifet ve ciddi bir emek ister. Hele de bunu milyonların önüne çıkaracaksanız, çok daha ehemmiyet göstermek zorundasınızdır. Mizah, söylemek istediğiniz bir çok şeyi, ironi ve komedi yoluyla daha kolay ve akılda kalıcı şekilde söyleyebilmenizi sağlar. Toplumları bilinçlendirmek te kullanılan etkili bir yöntemdir. Zira temelinde yatan unsur,”bir şey anlatmak” tır. Güldürmek, bir yemeği daha lezzetli hale getirmek için yapılan her türlü işleme benzetilebilir. Asıl olan yemeğin kendisidir. Mizah bu yüzden çok incelik gerektiren, ince bir zeka gerektiren bir yazı türüdür, bunu hakkını vererek başaran, edebiyat emekçisi çok az yazarımız var. Bülent Ata da bu “az” olan yazarlarımızdan biri. Mizah kulvarında her zaman görmek istediğimiz bir yazar, edep dairesinde de mizahın yapılabileceğini göstermesi açısından “Asuman” da, “az” olan yazarlarımız kadar değerli bir eser olarak raflardaki yerini almış bulunmakta.
Herkese bol tebessümlü okumalar diliyorum.
Asuman
Bülent Ata
Erdem Yayınları
110 sayfa, 2015
Sevinç Üney Şahin