Araf Annesi Kitabı Yazarı Burcu Karataş Metin ile Söyleşi

“Rüzgâr fırtınaya döndüğünde en iyi yapılacak şey, yere sağlam tutunmaktır.”

Son birkaç yıldır instagramda popüler olan anneleri elbet biliyorsunuzdur. Bebeklerini ilk gördükleri an duydukları aşkı, uykusuzluk nedir bilmezliklerini, eşleriyle olan sapasağlam ilişkilerini anlatıp dururlar. Ünsüz anneler de bu mükemmel anneleri gördükçe kendilerini sorgular, sorguladıkça içlerine kapanır, haliyle sonunda da kendi kabuğuna çekilirler. İşte tüm tabuları yıkan, kabukların kırılmasını sağlayan, anneliğin asıl yüzünü tüm çıplaklığıyla ortaya döküp saçan biri sonunda çıktı meydana ve avaz avaz bağırdı:

“Mükemmel annelik diye bir şey yoktur. Hepimiz biraz eksik olabiliriz.”

Mükemmel anneler için hayaller bir tarafta duradursun biz hayatlar kısmından bahsedelim:

Burcu Hanım biraz kendinizden bahseder misiniz?

Çok kısa ve öz olarak insanım. Detaylı olarak ise hayatın çemberinden geçme fırsatı bulmuş, turlarken hayatın kodlarını çözdüğünü sanıp annelik başa gelince neye uğradığını şaşırmış, güçlü, mücadeleci ve dirayetli milyonlarca kadından biriyim. Avukat kimliğim insan, kadın, anne, evlat, eş ve dost olma kimliklerimin hemen ardından gelir. Lakin vasıflara, okullara, ünvanlara, olduklarımıza ve olamadıklarımıza takılmayı bırakalı çok oldu, en önemli özelliğim insanlığımdır.

Peki, kimdir Araf Annesi?

Araf Annesi, anneliği ile annelik öncesindeki benliği arasında sıkışıp kalan, işte o noktada tam olarak Araf’ı gören bütün kadınları temsilen uydurduğum bir isim. Araf Anneleri doğururlar; fakat uzun bir süre yavruladıklarını kabullenemez, annelik rolünü üzerlerine giyemezler. Özgürlüklerine olan aşklarıyla evlatlarına olan sorumlulukları arasında sıkışan ama en nihayetinde dengeyi tutturan anne kadın Araf Annesi’dir.

Sizce bu kadar sevilmenizin ve sıkı takip edilmenizin sebebi nedir?

Samimiyet. İnsanları kandırmıyor, onları kullanmıyor, ceplerimi doldururken önlerine balon bir hayat atıp vakitlerini boşa çalmıyor, kendilerini eksik hissettirecek hiçbir paylaşım yapmıyorum. En önemlisi hemcinslerimi gerçekten çok seviyorum.

Kitap yazma sürecinizden biraz bahseder misiniz?

Asıl mesleğim olan avukatlığa oğullarımın dünyama gelişi sebebiyle ara verip sert bir lohusalık geçirince, yazarak dindirdim içimdeki fırtınayı. Sonra her gün köşe yazar gibi alışkanlık halini aldı bu durum ve yazdıklarımı okuyan hemşireler kitap yazma fikrini önüme koydular. Akşamları bebekleri uyuttuktan sonra yaza yaza yaklaşık üç yüz sayfalık bir kitap ortaya çıkarmayı başardım. Sonrası yayınevinin beni keşfi, kader ve kısmet…

Yazmak sizin için ne ifade ediyor?

Yazmak, kendimi bildim bileli ruhumun nefes alma biçimi. Günlük tutarak başlayan serüvenimde zaman içinde sevinç çığlıklarımı da, gözyaşlarımı da yazıyla anlatmayı öğrendim. En iyi antidepresanım, fikir sağlığımın biricik anahtarıdır. Yazdığım kadar iyi konuşabilseydim bugün bambaşka işler yapıyor olabilirdim 🙂

İkizlerden fırsat bulduğunuzda ne tür kitaplar okursunuz?

Okuyacağım tarz o an ki ruh halime göre değişir. Son dönemde çocuk gelişimi ve ebeveynlik üzerine okusam da, kafam bozuksa, yorgunsam anlatı tarzındaki eserleri tercih ediyorum. Polisiye ve kurgu romanlara bayılmakla birlikte aşk romanlarından hiç hazzetmem.

Zamanınızı ayırıp bu röportajda bana eşlik ettiğiniz için çok teşekkür ederim. Son olarak sizi takip edenlere ne söylemek istersiniz?

Öncelikle ben teşekkür ediyorum ve benden öyle ya da böyle haberdar olan herkese mutlu hayatın şifresini vermek istiyorum: Egoyu ez, insanlığı sev ve samimiyeti asla kaybetme!

Zor zamanlarda, özellikle içinizden çıkan düşmanlara karşı kuşanabileceğiniz iki silahınız vardır: Umutlar ve hayaller.

Araf Annesi
Burcu Karataş Metin
Müptela Yayınları
280 Sayfa, 2018