Amok Koşucusu

Stefan Zweig, “Satranç” kitabıyla tanıştığım ve tanıştığım anda vazgeçemeyeceğimi anladığım bir kalem.

Zweig anlatılırken en çok duyduğunuz övgülerden biri “psikolojik analiz” alanında usta oluşudur ki bunu gerçekten fazlasıyla hak ediyor. Okurun, Zweig’ı okurken boyut değiştirip kitabın içine girmemesi ve anlatılanları iliklerine kadar hissetmemesi çok zor bana göre.

Zweig’ ın kitaplarını sayfa sayısı az olduğu için hafif bulanlar var ama ben asla onlarla aynı fikirde değilim çünkü sayfaları gelişigüzel çevirmiyor, yaşıyorsunuz adeta. Hâl böyle olunca da kitap bittiğinde üzerinizde yoğun, yorucu fakat hayranlık uyandırıcı bir etki kalıyor.

“Amok Koşucusu” kitabında da aynı durum söz konusu.

Kitabı okuma isteğim tabiî ki yazarına duyduğum hayranlıktandı, öte yandan isim bazen çeker sizi. Kitabın ismini içimden tekrar edip “Ne anlatılıyor olabilir ki?” dedim. Bu ismi duymuştum ve yazarın Amokla kitabı arasında nasıl bağlantı kurabileceğini gerçekten çok merak etmiştim. Bazen merak iyidir. Sizi başyapıtlara da götürebilir, tıpkı bir Amok Koşucusu gibi ölüme de… Ölüme gitmedim ama bence bir başyapıta düştü yolum.

Stefan Zweig‘ın kitaplarının her birinde baskın gelen bir duygu mutlaka vardır. Bu kitabında en yoğun hissettirdiği his: tutkulu pişmanlık.

Amok KoşucusuUzun yıllar Hindistan’da görev alan bir doktorun trajik öyküsünü okuyoruz kitapta. Hem de kendine özgü anlaşılır, sade fakat bir o kadar da edebi bir üslupla.

Yardıma ihtiyacı olduğunu söyleyen gururlu ve mağrur bir kadına, sırf bu kendinden emin ve gururlu duruşu yüzünden yardımı reddeden doktorun sonrasındaki saplantılı pişmanlığını anlatıyor Stefan Zweig. Kadın ise öyle gururlu ki hayatını dahi yok sayıyor bu uğurda.

Doktor reddettiği kadına ulaşabilmek için her şeyinden vazgeçmek üzere. Pişmanlık… Öyle yoğun öyle ıstıraplı pişmanlık… Nasıl bir ruhsal tahlil nasıl psikolojik betimleme bekliyorsanız bence fazlası var. Amok koşucusunun ne anlama geldiğine bakacak olursak bizim “cinnet getirmek” deyiminin neredeyse tam karşılığı. Daha çok Hindistan, Malezya ve Afrika’nın bazı bölgelerinde karşılaşılan bir ruhsal çöküntü. Düşülen umutsuz ve depresif bir hâlden sonra nedensizce ve sonuçlarını düşünmeden etrafınızda kim ya da ne varsa zarar verme hâli. Kişi; elindeki tabanca, bıçak, hançer vb. silahlarla zarar vermeye başlar ve zarar verecek nesne ya da insan kalmayıncaya kadar koşmaya, yok etmeye devam eder. Ta ki yorgunluktan kendinden geçip, kendini de yok edip ya da biri tarafından yok edilene kadar. Yani Amok koşucusu aslında kendi ölümüne koşar.

İşte Stefan Zweig‘ın oluşturduğu hastasına ulaşmaya çalışan doktor karakterinin neredeyse bir Amok Koşucusuna dönmesi ile oluşmuş kitabın ismi.

Pişmansanız, çok pişmansanız, kendinizi affettirebilmek ve yine kendi kendinizi affedebilmek için neleri göze alırsınız?

Peki Amok koşucusu olur musunuz?

Stefan Zweig ile henüz edebiyat yolculuğuna çıkmadıysanız harika bir yolculuk sizi bekliyor.

Amok Koşucusu
Stefan Zweig
İş Bankası Yayınları
Türkçesi: Nafer Ermiş
60 sayfa, 2016

17 thoughts on “Amok Koşucusu

  • 17 Eylül 2017 tarihinde, saat 17:42
    Permalink

    Amok Koşucusu benim için şu ana kadar okuduğum en iyi Zweig kitabıydı. Mutlaka okunmalı…Kitap yorumunuz çok başarılı ?????????

    Yanıtla
    • 17 Eylül 2017 tarihinde, saat 21:05
      Permalink

      Çok teşekkür ederim?benim en Zweig eserlerinde “en”lerim arasında yerini aldı

      Yanıtla
  • 17 Eylül 2017 tarihinde, saat 21:20
    Permalink

    Kitabın konusu çok ilgi çekici, yorumda çok başarılı. Mutlaka okumalıyım?

    Yanıtla
    • 18 Eylül 2017 tarihinde, saat 20:52
      Permalink

      Zweig in tüm kitapları çok başarılı ? çok teşekkürler ?

      Yanıtla
  • 18 Eylül 2017 tarihinde, saat 15:01
    Permalink

    Harikasın. Yorum çok doyurucu olmuş, insanı kitabı okumaya sevk ediyor. Bu kitabı bende yoktu hemen listeme ekliyorum. Sevgiler

    Yanıtla
    • 18 Eylül 2017 tarihinde, saat 20:54
      Permalink

      Zweig i herkese okutmaya çalışıyorum,yorumum etki etmişse ne mutlu bana o zaman ? çok teşeklürler Nergiz?

      Yanıtla
  • 18 Eylül 2017 tarihinde, saat 19:32
    Permalink

    Güzel bir tanıtım… Tebrik ederim.
    “Amok Koşucusu”nu okunacak kitaplar listeme ekledim.

    Yanıtla
    • 21 Eylül 2017 tarihinde, saat 21:32
      Permalink

      Teşekkür ederim ? keyifli sayfalar şimdiden

      Yanıtla
  • 18 Kasım 2018 tarihinde, saat 11:17
    Permalink

    Ben kitabı okuduğumda anlamamıştım ama burada özeti okuyunca anladım☺

    Yanıtla
    • 19 Kasım 2018 tarihinde, saat 12:04
      Permalink

      Ne mutlu bana o halde ?

      Yanıtla
    • 21 Kasım 2018 tarihinde, saat 11:46
      Permalink

      Ne mutlu o zaman ? yazarın diğer kitaplarını da gözü kapalı tavsiye ediyorum

      Yanıtla
  • 15 Ocak 2019 tarihinde, saat 10:11
    Permalink

    Ben şu anda çokkk merak ettim hemen alıp okuyacağım ☺?

    Yanıtla
    • 15 Ocak 2019 tarihinde, saat 21:38
      Permalink

      Öyleyse şimdiden keyifli sayfalar ?

      Yanıtla
  • 17 Şubat 2019 tarihinde, saat 10:39
    Permalink

    bir konuda yardım almak istiyorum şöyleki benim için çok önemli olan birine(erkek) kitap hediye etmek istiyorum aklıma ilk Zweig geldi ve kendim Zweig’in 6kitabını okudum beni en çok çeken amok koşucusu kitabı oldu ama hediye etmek istediğim kişinin beyenip beyenmeceği konusunda endişeliyim sizce nasıl bir hediye olur? aslında geçen sefer konuştuğumuzda şu aralar klasiklerden okumak istediğini söylemişti

    Yanıtla
    • 17 Şubat 2019 tarihinde, saat 18:22
      Permalink

      Bence çok iyi bir seçim Zweig kitapları. Ben gönül rahatlığı ile tavsiye ve hediye ediyorum?

      Yanıtla
  • 13 Mart 2019 tarihinde, saat 22:27
    Permalink

    Zweig’ın çoğu kitabını okudum satranç, gizli sır, bir kadının yaşamından 24 saat vb. Gibi ama Amok Koşucusu kitabını okumadım en kısa zamanda okuyacağım. Zweig’ın kitapları beni o kadar etkiledi ki sayfa sayısına rağmen her kelimesinde bir dünya saklı.

    Yanıtla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir