A’mâk-ı Hayâl
Selam okur dostum!
19.yy ın sonunu 20.yy ın başını zenginleştirmiş bir mutasavvıf ve düşünür olan Filibeli Ahmed Hilmi Efendi tarafından kaleme alınan A`mâk-ı Hayâl, ilk tasavvufî roman olması ile Müslümanlar tarafından olduğu kadar bir çok dinde ve milletler tarafından bilinmekte. Vahdet-i Vücud (tek varlıkta bir olma, Allah`tan gelme ve her birimizin O`nun uzantısı olması) öğretisi temellerine dayanan ve bunu etkileyici bir kurgu ile birleştiren muazzam bir eser. Tasavvuf eserlerde sembolik bir dil kullanımına rastlanmıştır ve en iyilerinden biri muhakkak ki A`mâk-ı Hayâl`dir. Bu sembolik dili çözümlemek ise maalesef her okuyanın yeteneği dahilinde değildir. Tasavvuftaki zahiri(en yalın haliyle görünen) ve batıni(en yalın haliyle gizli olan içerikle ilgili) konularının temeli esas alınırsa ve bu kitap bir alim tarafından yorumlanmazsa sadece zahiren anlam yüklenecek ve temelde anlatılmak istenenden çok uzak kalınacaktır. Bu sebeple elinize alacağınız kitap mutlaka tam metin olmalı ve bölümlerde açıklama bulunmalı.
Ahmed Hilmi Raci isminde bir karakter yaratır – ki bu karakterin ismi bile manidardır. Raci çok iyi dinî ve ilmî eğitim almış iyi bir ailenin tahsilli çocuğudur. Bir gün vesvese ile şüphe ejderhası(ki bu ejderha yakıştırması da çok anlamlıdır çünkü tasavvufta kullanılan ejderha nefsi temsil eder) içini kemirir ve bu hal uzun sürer. Ta ki yolu bir mezarlıktaki yıkık kulübesinde yaşayan kendine has kıyafeti ile meczup Aynalı Baba ile kesişene kadar. Aynalı Baba`nın her üflediği ney sonrası Raci uyuya kalır ve hayal alemine dalar. Eşsiz ve akıl almaz yolculuklar böylelikle başlar. Kimi zaman Zerdüşt ile hasbihal eder, kimi zaman Buda`ya yolu düşer. Yedi başlı ejderhadan fil üzerinde savaşan insan nefsini deneyimler. Kâh yıllar yıllar boyu bir bilmecenin cevabını arar kâh Hürmüz(aydınlık iyilik) ile Ehrimen(karanlık kötülük)in savaşlarına tanık olur. Hepsinin sonunun bağlandığı bir tek hakikât vardır: Varlık ve yokluğun birliği, hiçlik.
“Bu âlemde olan her şey benim sıfatımdır. Ben olmasaydım hiçbir şey olmazdı. Ben “hep”im ya da “hiç“im. Ben “hiç”im ya da “hep”im. Zaten “hiç” ve “hep” aynıdır, tek şeydir.”
Filibeli Ahmed Hilmi Efendi`nin mizahî üslûbu ile geniş hayal gücünün ürünü olan bu eşsiz eser bence tekrar tekrar okunulmalı ve her cümlenin altında yatan hakikati nefsimize uydurmaya çalışılmalı.
A`mâk-ı Hayâl içerisinde sizlere aktarmak istediğim sayfalar dolusu alıntılar barındıran bir kitap. Hiçbirini evlatları arasında seçim yapamayan anne misali diğerinden ayıramıyorum. En etkileyici bölümlerden birini bir çok ismi barındırması hasebiyle aktarıyor kitabı ısrarla okumanızı tavsiye ediyorum.
Beşeriyetin “Saadet nedir?” sorusuna verilen cevaplar
Hz. İbrahim:
– Saadet, çalışıp kazanmak ve kazanılanları başkalarıyla paylaşmaktır.
Hz. Musa:
– Saadet, nefsi, Firavun `un tutkuları gibi tutkulardan kurtarmaktadır.
Hz. Adem”
– Saadet, şeytana ve Havva`ya uymamaktır.
Konfüçyüs:
– Bir tencere pirinç pilavına bütün lezzetleri sığdırmaktır.
Platon:
– Daima yüce şeyleri düşünmektir.
Aristo:
– Mantık! İşte saadet!
Zerdüşt:
– Saadet, karanlıkta kalmamaktır.
Brahma:
– Saadet mı? Zannedilen şeyin aksidir.
Hz. İsa:
– Saadet, maziyi unutmak, içinde bulunulan anı iyi değerlendirmek, geleceği düşünmemekle mümkündür.
Lokman Hekim:
– İnsanlar bu kelimeyi bütün dertlerini bir sözle ifade etmek için icat etmişlerdir.
Hızır Aleyhisselam:
– Saadet tutkuların giremediği gönüllerde aniden görülen bir hayalettir.
Buda:
– Saadet, yok olmanın güzel isimlerinden biridir. Nirvana!
Hz. Muhammed(s.a.v):
– Ey, Beşeriyet! Saadet, hayatı olduğu gibi kabul edip, insana yüklediği yüklere razı olup, bunun daha iyi olması için gayret etmektir.
A’mâk-ı Hayâl
Şehbenderzâde Filibeli Ahmed Hilmi
Kaknüs Yayınları
1.Basım 1998 – 20.Basım 2017
218 sayfa
Muhteşem bir inceleme yazısı olmuş…
Atölye çalışmalarımız sırasında okumuştum ve çok derin izler bırakmıştı bende. Hayatım boyunca yeri dolmayacak özel kitaplardan oldu benim için. Kitabı çok güzel anlatmışsınız emeğinize sağlık.
Harika bir yazı olmuş sayende tasavvuf dolu özel kitaplar tanıyorum emeğine sağlık Fatmam…?
Harika bir yorum olmuş canım,emeğine sağlık.İnsan kitabı okumaya doyamıyor.