Açlık
Kitabı bitirdikten sonra zihninizin allak bullak olacağı bir Knut Hamsun romanı, Açlık. 1920 Nobel Edebiyat Ödüllü yazar Knut Hamsun’un en önemli eseri olarak görülen Açlık romanı 1890 yılında ilk baskısını yapmış.
Dünya edebiyatının en güzel psikolojik romanlarının başında yer alan kitap, yazar olma hayaliyle yanıp tutuşurken daima açlığa maruz kalan gururlu bir genç adamın hikayesini konu alıyor. Kitapta başkahramanın ismi hiç geçmese de o kendine Andreas Tangen ismini uyduruyor. Tangen, kiralık bir odada yaşarken bazı gazetelere yazdığı makalelerden aldığı parayla karnını doyuruyor. Parası tükenince hem odadan hem karnını doyurmaktan oluyor. Bir süre dışarıda parklarda kalıyor, elindeki birkaç müsvedde ve kurşun kalemiyle parklarda sokaklarda yazmaya çalışıyor. Bu sırada günlerce aç gezen yazar açlığın vermiş olduğu duyguları, müthiş bir hayal gücüyle dile getiriyor.
Parasız kaldığı zamanlarda elindeki kıyafetleri rehinciye satan yazar üç beş kuruşla karnını doyurmaya çalışsa da sonrasında yine aç kalıyor. Daima açlıkla mücadele eden kahramanımız her türlü işe başvursa da hiçbirine kabul edilmiyor. Yazmaktan vazgeçmeyen Tangen, yazısından aldığı on kronla bir süre rahat yaşıyor. Sonra yine aç kalıyor. Bu sırada kışın gelmeye başlamasıyla eski bir ahıra sığınan Andreas yeri geliyor sokaktan bulduğu portakal kabuğunu kemiriyor, yeri geliyor kendi kanını emerek açlığını gidermeye çalışıyor, yeri geliyor kasaptan sözde beslediği köpeği için istediği kemiği kemiriyor.
Kimi zaman cebi para görse de bunu ya fakir gördüğü bir zavallıya bağışlayıp yine aç kalıyor ya da iştahla yediği eti hemen öğürtüyle çıkarıyor. Çünkü günlerce aç kalan Tangen’in midesi yiyecekleri artık kabul etmiyor. Bu sırada Ylajali’ ismini taktığı bir kıza aşık oluyor, kız aşkına karşılık verse de Tangen’in fakir, aç bir zavallı olduğunu öğrenince ondan vazgeçiyor. Tüm bunlar olurken gururundan vazgeçmeyen kahramanımız açlığın ve sokaklarda yaşamanın etkisiyle makalelerini tamamlayamayarak tüm yazarlık hayallerinden vazgeçiyor. Bir gemiye çalışmak için sığınıp yaşadığı şehirden uzaklaşıyor.
Yazarın üslubunun harikuladeliğine kitaptan alıntı olan şu cümlelerle şahit olabilirsiniz: ‘Hayallerime işleyen, kuvvetlerimi darmadağın eden ufak tefek, manasız tesadüflerin, sefil teferruatın baskınına uğramaksızın, bir başıma, ne bir park kanepesinde oturabiliyor, ne de bir tarafa gidebiliyordum. Yanımdan geçen bir köpek, bir beyin yakasına takılı sarı bir gül, düşüncelerimdeki ahengi bozuyor, beni uzun zaman meşgul ediyordu. Neyim eksikti benim? Tanrı beni mi göstermişti? Neden bir başkasını değil de beni?’
Okurken kimi zaman acıktığınızı hissedeceğiniz, kizi zaman belki yemek yemekten soğuyacağınız ama uzun zaman aç kalmış insanların yaşadığı psikolojik duygu değişimini ve bedensel tepkimeleri hissedeceğiniz bu romanı elinizden bırakamayacaksınız.
Açlık
Knut Hamsun
Varlık Yayınları
160 sayfa, 2016 (39. Baskı)