Abim Deniz
Abim Deniz
Can Dündar
Abim Deniz… Boylu poslu, kara gözlü, kara saçlı, zeki, kararlı, inançlı, vatansever Deniz Gezmiş’in hiç göremeyeceği günler için verdiği mücadelenin, tam bağımsız Türkiye için çıktığı yolda yaşadıklarının hikayesi. Hikayeyi kardeşi Hamdi Gezmiş anlatmış, Can Dündar’da gazeteci kimliğini konuşturarak kağıda aktarmış.
Boğazım düğümlene düğümlene okuduğum bu kitap içinde büyük bir emek barındırıyor. Öyle ki Hamdi Gezmiş ve Can Dündar bir ara her şeyi bırakıp, Deniz’in lisede mektuplaştığı yabancı mektup arkadaşlarına ulaşmaya çalışıyorlar. Hatta ulaşabildikleri bir arkadaşını görmek için kalkıp Almanya’ya gidiyorlar. Ayrıca yıllardır büyük bir özenle kardeş Hamdi tarafından saklanan fotoğraflar, giysiler, mektuplar, dilekçeler, kitaplar da cabası. Hamdi Abi’ye uzun yıllara kadar ailesiyle bile paylaşmadığı, bu hazineyi bizimle de paylaştığı için de yürekten teşekkür ediyorum.
Kronolojik sırayla yazılan bu kitap Deniz Gezmiş’in ilkokul yıllarından, idam edilmesine kadar geçen süre anlatılmış. Bu yüzden kitabı büyük ilgi ve hüzünle okurken sona doğru kitaba devam etmek istemiyorsunuz 🙁
Hamdi Gezmiş’in, abisinin bilinmeyen yönlerini paylaşmasıyla delici bakışlarıyla, sol yumruğunu havaya kaldırırken, kararlı, vakur bir duruş sergileyen Deniz’in güler yüzlü, şakacı, aşık, ailesine bağlı yanını öğreniyoruz. Bunlarla birlikte Can Dündar’ın dönemin siyasi havasını da yazması bir çok şeyi daha iyi görmenizi ve anlamımızı sağlıyor.
Evet hepimizin bildiği gibi hikayenin sonu çok acı. 3 fidan darağacında asıldılar ve asıldıklarının ertesi günü boşuna astıklarını anladılar, asmakla onları yok ödemediklerini. 3 fidanı asarak yerine binlerce Deniz, Hüseyin, Yusuf getirdiklerini anladılar. Bunlar gerçekten çok acı ve hala yüreklerimizi sızlatır.
Peki sizce de daha acısı kıyılan, yok olan, kaybolan bunca cana rağmen bugün hala hiçbir şeyin değişmemiş olması değil mi? Sizi bu noktada kitaptan yapacağım, güncelliğini hala koruyan bir alıntı ile baş başa bırakıyorum arkadaşlarım. O zaman ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız. Aslına bakarsanız kitabın hepsini sizlerle paylaşmak isterim, hepsi o kadar özel ve güzel yaşanmışlıklar ki fakat kitabı alıp okumanızı daha çok isterim 🙂 Aldığınız her kitap yakında kurulacak olan Deniz Gezmiş Vakfı için bir destek olacak. Belki sırf bu yüzden bile sevdiklerinize de bu kitabı hediye etmek isteyebilirsiniz.
İçten selamlarımla 😉
İlhan Selçuk’un o dönemin gazetesindeki makalesinden bir alıntı:
“Bre utanmazlar diyesi geliyor insanın. Kitap korsanı profesörü baş tacı edersiniz, bir tek kitabı olmayan profesörü saygıyla eteklersiniz; nicesinin hırsız; namussuz olduğunu kapalı odalarda itiraf edip adamakıllı bildiğiniz halde sofraya oturup aynı çorbaya kaşık atmaktan utanmazsınız; reform dileklerini uyutur, cümle yalan dolan ve entrikaya eyvallah edersiniz de bir genç çocuktan mı çıkaracaksınız tüm üniversitenin günahını?”
Can Yayınları
480 sayfa
Gamze Taşın
Kitap Cafe